A'râf Suresi 161. Ayet


Arapça

وَإِذْ قِيلَ لَهُمُ اسْكُنُواْ هَذِهِ الْقَرْيَةَ وَكُلُواْ مِنْهَا حَيْثُ شِئْتُمْ وَقُولُواْ حِطَّةٌ وَادْخُلُواْ الْبَابَ سُجَّدًا نَّغْفِرْ لَكُمْ خَطِيئَاتِكُمْ سَنَزِيدُ الْمُحْسِنِينَ


Türkçe Okunuşu

Ve iz kîle lehumuskunû hâzihil karyete ve kulû minhâ haysu şi’tum ve kûlû hıttatun vedhulûl bâbe succeden nagfir lekum hatîâtikum se nezîdul muhsinîn(muhsinîne).


Kelimeler

ve iz kîle lehum ve onlara ... denilmişti
uskunû oturun, yerleşin
hâzihi el karyete bu şehir
ve kulû ve yeyin
min-hâ on(lar)dan, oradan (orada)
haysu yerden
şi'tum dilediniz
ve kûlû ve söyleyin, deyin
hıttatun hıtta, günahların bağışlanmasını
ve udhulû el bâbe ve kapıdan girin (dahil olun)
succeden secde ederek
nagfir-lekum biz sizi mağfiret edelim
hatîâti-kum sizin hatalarınızı
se nezîdu el muhsinîne muhsinlere arttıracağız

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali (Hatta) Onlara: "Şu şehirde oturun, ondan istediğiniz yerden (helâl ve meşru şekilde kazanıp) yiyin, (ve sadece; Rabbimiz Senden) 'dileğimiz bağışlanmadır' (diye dua edin) ve kapısından secde ederek girin, (Biz de) hatalarınızı bağışlayalım. İyilik yapanların (armağanlarını) artıracağız" denildiğinde, (bu teklifi bile kötüye kullanmışlardı).
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Hani o zaman onlara, bu şehirde yerleşin ve dilediğiniz yerde dilediğiniz şeyi yiyin ve bu makam, suçların döküldüğü makamdır deyin, kapıdan yerlere kapanırcasına eğilerek girin de suçlarınızı örtelim, iyi hareket edenlerin mükafatını daha da fazlasıyla verelim denmişti.
Abdullah Parlıyan Meali Ey İsrailoğulları! Hani size şöyle dendiği zamanı hatırlayın: “Bu ülkede yerleşin ve oranın tüm ürünlerinden dilediğiniz gibi yararlanın ve bunu yaparken: Bizden günahlarımızın yükünü kaldır, diye niyaz edin; ve alçak gönüllü olarak şehrin kapısından girin ki, böylelikle sizin günahlarınızı bağışlayalım ve iyilik yapanları kat kat ödüllendirelim.”
Ahmet Tekin Meali Hani onlara: "Şu şehre, Kudüs'e yerleşin. Orada Allah'ın sünnetine, düzeninin yasalarına uygun iradesinin tecellisi içinde, tercihinizi isabetli kullanarak dilediğiniz yerlerde yiyin. Kelime-i tevhidi ikrar edin, doğruları söyleyin, ya Rabbi bizi affet deyin. Kapılardan, şehrin giriş noktalarından saygıyla birlikte secde ederek girin ki, hatalarınızı bağışlayalım. İyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcayan, hayırlı icraatlar, kalıcı hizmetler yapan mü'minlere nimetlerimizi daha da artıracağız." denilmişti.
Ahmet Varol Meali Onlara: "Şu şehirde oturun, orada istediğiniz yerden yiyin, 'bağışlanma diliyoruz (:hitta)' deyin ve secde ederek kapıdan girin ki biz de hatalarınızı bağışlayalım. İyilik edenlere ise daha fazlasını vereceğiz" denilmişti.
Ali Bulaç Meali Onlara: 'Bu şehirde oturun, ondan istediğiniz yerden yeyin, 'dileğimiz bağışlanmadır' deyin ve kapısından secde ederek girin, (biz de) hatalarınızı bağışlayalım. İyilik yapanların (armağanlarını) arttıracağız' denildiğinde,
Ali Fikri Yavuz Meali O vakit onlara (İsrailoğullarına) şöyle denilmişti; “- Şu şehirde (Beytü'l-Makdis'de) yerleşin ve onun mahsüllerinden dilediğinizi yeyin; günahlarımızı bağışla, diye dua edin. O şehrin kapısından, Allah'a şükr için secde ederek girin ki, size suçlarınızı bağışlayalım. İyilik edenlere ileride ziyadesini vereceğiz.”
Bahaeddin Sağlam Meali Ve hatırlayın ki; onlara: “Bu şehre girin, ondan istediğiniz yerden yiyin, Allah’tan mağfiret dileyin, şehrin kapısından secde ederek girin, günahlarınızı bağışlarız; iyilik yapanlara, güzel davrananlara da (bu nimetimizi) artıracağız.” denildi.
Bayraktar Bayraklı Meali Hani onlara denildi ki: “Bu ülkede yerleşiniz ve oranın ürünlerinden dilediğiniz gibi yararlanınız ve bunu yaparken ‘Bizden günahlarımızın yükünü kaldır' diye niyaz ediniz! Saygıda bulunarak kapıdan giriniz ki, sizin günahlarınızı bağışlayalım. İyilik yapanları kat kat ödüllendireceğiz.”
Cemal Külünkoğlu Meali Hani onlara denmişti ki: “Şu kasabada (Kudüs ya da Eriha'da) oturunuz, orada ne isterseniz yiyiniz, kasabanın kapısından girerken, başlarınızı eğerek (hürmet ve tevazu ile) girin ve ‘bağışla bizi' deyiniz ki, günahlarınızı bağışlayalım ve iyilik edenlerin mükâfatını artıralım.”
Diyanet İşleri Meali (Eski) Onlara: "Şu şehirde oturun, dilediğiniz gibi yiyip için, "affet!" deyin ve secde ederek kapısından girin; Biz de yanılmalarınızı bağışlarız. İyi davrananlara daha da artıracağız" denmişti.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) O zaman onlara denilmişti ki: “Şu memlekete[231] yerleşin. Orada dilediğiniz gibi yiyin ve ‘Hıtta (Ya Rabbi, bizi affet)’ deyin. Kentin kapısından eğilerek tevazu ile girin ki biz de sizin hatalarınızı bağışlayalım. İyilik edenlere daha da fazlasını vereceğiz.”*
Diyanet Vakfı Meali Onlara denildi ki: Şu şehirde (Kudüs'te) yerleşin, ondan (nimetlerinden) dilediğiniz gibi yeyin, «bağışlanmak istiyoruz» deyin ve kapıdan eğilerek girin ki hatalarınızı bağışlayalım. İyilik yapanlara ileride ihsanımızı daha da artıracağız.
Edip Yüksel Meali Hatırla ki kendilerine, "Bu şehirde oturun, oradan dilediğiniz gibi yiyin, dostça konuşun ve kapıdan alçak gönüllü olarak girin ki hatalarınızı bağışlayalım. İyilik yapanlara fazlasını vereceğiz," denildiğinde,
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Ve o vakit onlara denilmişti ki; Şu şehre yerleşin ve orada dilediğiniz şeylerden yiyin, "hitta" (günahlarımızı bağışla.) deyin ve secde ederek kapısından girin ki, suçlarınızı bağışlayalım. İyilere nimetlerimizi daha da arttıracağız.
Elmalılı Meali (Orjinal) Ve o vakit onlara denilmişti ki şu şehre sakin olun ve ondan dilediğiniz yerde yeyin ve «hıtta» deyin ve secde ederek kapıya girin ki size suçlarınızı bağışlayalım, muhsinlere ilerde ziyadesini vereceğiz
Hasan Basri Çantay Meali O zaman onlara: «Şu şehirde yerleşin. Onun dilediğiniz yerinden yeyin. «Hıtta» deyin. Kapısından hepiniz secde edici olarak girin ki suçlarınızı yarlığayalım. İyi hareket edenlere ileride daha fazlasıyle vereceğiz» denilmişdi.
Hayrat Neşriyat Meali Bir zaman onlara şöyle denilmişti: “Şu şehre (Kudüs'e) yerleşin; ondan dilediğiniz yerde yiyin; ' حِطَّةٌ (Yâ Rab! Bizi affet!)' deyin ve kapıdan secde eden (hürmetle eğilen)kimseler olarak girin ki sizin hatâlarınızı bağışlayalım. (Bu bağışlamadan sonra) yakında iyilik edenlere (mükâfâtlarını) daha da artıracağız.”
İlyas Yorulmaz Meali Onlara şu kasabaya yerleşip oturun, orada dilediğiniz şeylerden yiyin, “Rabbimiz! Bize yardım indir” deyin ve şehrin kapısından Rabbinize secde ederek girin. O zaman bizde sizin hatalarınızı bağışlarız. Biz iyilik yapanların karşılıklarını artırırız.
Kadri Çelik Meali Hani onlara denilmişti ki: “Şu şehirde (Beyt'ul Mukaddes'te) oturun ve dilediğiniz gibi yiyin. “Günahlarımızı dök” deyin ve kapısından secde ederek girin. Biz de böylece hatalarınızı bağışlayalım. İhsan edenlere elbette daha da arttıracağız.”*
Mahmut Kısa Meali Hani, halkı zâlim olan bir şehri fethedecekleri zaman onlara demiştik ki: “Şu şehre yerleşin ve nîmetlerinden dilediğiniz gibi serbestçe yiyin, için; ama kapısından kibir ve çalımla değil, “Günahlarımızı bağışla ey Rabb’imiz!” diyerek alçakgönüllülükle ve saygıyla eğilerek girin ki, Biz de günahlarınızı bağışlayalım. İşte böyle doğru ve yararlı davranış gösterenleri, fazlasıyla ödüllendireceğiz.”
Mehmet Türk Meali Ve onlara: “Şu şehre1 yerleşin ve dilediğiniz yerinden yiyin, günâhlarımızı bağışla! deyin ve kapıdan da secde ederek girin ki, günâhlarınızı affedelim. Sonra Biz, iyilik edenlere nîmetlerimizi daha da arttıracağız.” dedik.2*
Muhammed Esed Meali Hani, size şöyle dendiği zaman[ı hatırlayın]: “Bu ülkede yerleşin ve oranın ürünlerinden dilediğiniz gibi yararlanın; ve (bunu yaparken) “Bizden günahlarımızın yükünü kaldır!” diye niyaz edin. Ve alçak gönüllülükle (şehrin) kapı(sın)dan girin; [ki, böylece] sizin günahlarınızı bağışlayalım [ve] iyilik yapanları kat kat ödüllendirelim!”
Mustafa İslamoğlu Meali Hani, bir zaman da onlara denilmişti ki: “Yerleşin şu ülkeye, oranın ürünlerinden istediğiniz gibi yararlanın! Bir yandan da ‘Bağışla!’ diye yalvarın ve mahviyet içerisinde (kentin) kapısından girin;[1275] Biz de sizin hatalarınızı[1276] bağışlayalım. İyilik yapanları, yakında ödüllendireceğiz!”*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Ve o vakti ki onlara denilmişti: «Şu beldede oturunuz. Ve ondan dilediğiniz yerde yeyiniz ve 'Hıtta' deyiniz ve secde eder olduğunuz halde kapıya giriniz ki, size hatalarınızı bağışlayalım, muhsin olanlara (mükâfaatlarını) elbette arttıracağızdır.»
Suat Yıldırım Meali O vakit onlara denildi ki: “Şu şehre (Kudüs'e) yerleşin, oranın ürünlerinden dilediğiniz şekilde yiyin, yararlanın, “Affet bizi ya Rebbenâ! (hıtta)” deyin ve şehrin kapısından tevazû ile eğilerek girin ki suçlarınızı bağışlayalım. İyi ve güzel davrananlara, ayrıca daha fazla mükâfatlar vereceğiz. ”
Süleyman Ateş Meali Onlara: "Şu kentte oturun. Orada dilediğiniz yerden yeyin, (Allah'a niyaz edip bizi) affet deyin ve secde ederek kapıdan girin ki hatalarınızı bağışlayalım; biz iyilik edenlere daha fazlasını da vereceğiz." denildi.
Süleymaniye Vakfı Meali Bir gün onlara şöyle denmişti: “Bu kente yerleşin. Orada beğendiğiniz[*] yerden yiyin. “Bağışla bizi” deyin. Kapısından baş eğerek girin ki hatalarınızı örtelim. Güzel davrananlara (karşılığını) fazlasıyla vereceğiz .
Şaban Piriş Meali Onlara: -Bu ülkede oturun ve orada dilediğiniz yerden yiyin, “bağışla” diyerek kapıdan secde edip girin ki biz de sizi bağışlayalım. İyiler için daha fazlasını vereceğiz, denilmişti.
Ümit Şimşek Meali Bir de “Şu beldede yerleşin ve orada dilediğiniz yerde yiyip için,” dedik. “Yalnız, 'Hıtta' deyip kapıdan secde ederek girin ki hatâlarınızı bağışlayalım. İyilik yapanları ise, ziyadesiyle ödüllendireceğiz.”
Yaşar Nuri Öztürk Meali Onlara şöyle denildi: Şu kentte oturun, orada istediğiniz yerden yiyin. "Affet!" diye yalvarın; kapıdan da secde ederek girin ki, hatalarınızı bağışlayalım. Güzel düşünüp güzel iş yapanlara daha fazlasını da vereceğiz.
M. Pickthall (English) And when it was said unto them: Dwell in this township and eat therefrom whence ye will, and say "Repentance, and enter the gate prostrate; We shall forgive you your sins; We shall increase (reward) for the right doers.
Yusuf Ali (English) And remember it was said to them: "Dwell in this town and eat(1135) therein as ye wish, but say the word of humility and enter the gate in a posture of humility: We shall forgive you your faults; We shall increase (the portion of) those who do good."*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları