A'râf Suresi 135. Ayet


Arapça

فَلَمَّا كَشَفْنَا عَنْهُمُ الرِّجْزَ إِلَى أَجَلٍ هُم بَالِغُوهُ إِذَا هُمْ يَنكُثُونَ


Türkçe Okunuşu

Fe lemmâ keşefnâ anhumur ricze ilâ ecelin hum bâligûhu izâ hum yenkusûn(yenkusûne).


Kelimeler

fe o zaman, böylece
lemma olduğu zaman, olunca
keşef-nâ giderdik, kaldırdık
an-hum er ricze onlardan azabı
ilâ ecelin bir süreye kadar
hum onlar
izâ olduğu zaman
hum onlar

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali Ne zaman ki, onların erişebileceği (takdir edilen) bir süreye kadar, o iğrenç azabı çekip-giderdik, onlar yine andlarını bozup (inkâr ve isyana geri döndüler).
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Uğrayacakları son belayadek üstlerine çöken musibeti giderdik mi derhal yeminlerini bozuyorlardı.
Abdullah Parlıyan Meali Ama ne zaman ki, sözlerini yerine getirebilecekleri kadar bir zaman verip de, bu azabı kendilerinden kaldırsak, hemen verdikleri sözden geri dönerlerdi.
Ahmet Tekin Meali Biz, erişecekleri bir vakte, denizde boğulmalarına kadar, bir müddet, onlardan azâbı kaldırınca, derhal yeminlerini bozdular.
Ahmet Varol Meali Üzerlerinden, erişecekleri belli bir zamana kadar o felaketi kaldırdığımızda onlar derhal sözlerinden dönüyorlardı.
Ali Bulaç Meali Ne zaman ki, erişebilecekleri bir süreye kadar, o iğrenç azabı üzerlerinden çekip-giderdik, onlar yine andlarını bozdular.
Ali Fikri Yavuz Meali Vaktaki (azaba) erişecekleri bir müddete kadar üzerlerinden biz azabı kaldırdık, hemen yeminlerini bozdular.
Bahaeddin Sağlam Meali Onların ulaşacağı belli bir süreye kadar o pis azabı onlardan giderdiğimizde, yeminlerini bozarlardı.
Bayraktar Bayraklı Meali Ulaşacakları bir müddete kadar onlardan azabı kaldırınca, hemen sözlerinden dönüverdiler.
Cemal Külünkoğlu Meali Ne zaman ki, onların erişebilecekleri bir süreye (boğulma vaktine) kadar, o iğrenç azabı üzerlerinden kaldırdık, onlar yine yeminlerini bozdular (sözlerine durmadılar).
Diyanet İşleri Meali (Eski) Azabı nasıl olsa sonuna gelecekleri bir müddet için üzerlerinden kaldırınca, hemen sözlerinden cayıyorlardı.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Fakat erişecekleri bir süreye kadar biz azabı üzerlerinden kaldırınca hemen yeminlerini bozarlar.
Diyanet Vakfı Meali Biz, ulaşacakları bir müddete kadar onlardan azabı kaldırınca hemen sözlerinden dönüverdiler.
Edip Yüksel Meali Onları söz konusu felaketlerden herhangi bir süre için kurtarınca da sözlerinden dönüyorlardı.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Ne zaman ki, belli bir süreye kadar onlardan azabı kaldırdık, derhal yeminlerini bozdular.
Elmalılı Meali (Orjinal) Vaktaki irişecekleri bir müddete kadar azâbı kendilerinden sıyırdık derhal yeminlerini bozdular
Hasan Basri Çantay Meali Vaktaki biz, kendilerinin erişecekleri bir müddete kadar, onlardan azabı giderdik, bir de ne bakarsın: Onlar yeminlerini bozuyorlar bile.
Hayrat Neşriyat Meali Nihâyet onların kendisine erişici oldukları bir vakte kadar (biz) kendilerindenazâbı kaldırınca, onlar hemen yeminlerini bozdular.
İlyas Yorulmaz Meali Onlardan belaları bir vakte kadar kaldırdığımızda, huzura kavuştular ve hemen verdikleri sözleri bozdular.
Kadri Çelik Meali Azabı belli bir müddet için (iman etmeleri şartıyla) üzerlerinden kaldırınca, o müddete eriştiklerinde hemen sözlerinden caydılar.
Mahmut Kısa Meali Fakat başlarındaki azâbı —geçici bir süre için— kaldırdığımız anda, hemen verdikleri sözden cayıveriyorlardı.
Mehmet Türk Meali Onlardan azabı ulaşacakları belirli bir süreye kadar kaldırınca da hemen yeminlerini bozdular.
Muhammed Esed Meali Ama ne zaman ki sözlerini gereğince yerine getirmeleri için kendilerine süre verip de 97 bu musibeti üzerlerinden kaldırsak, (hemen) sözlerinden geri dönerlerdi.
Mustafa İslamoğlu Meali Fakat ne zaman sözlerini gerçekleştirmeye yetecek bir süre musibeti kaldırsak, her seferinde gerisingeri sözlerinden dönerlerdi.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Vaktâ ki onların erişecekleri bir müddete kadar kendilerinden azabı açıverdik. Onlar derhal yeminlerini bozar oldular.
Suat Yıldırım Meali Biz, geçirecekleri bir süreye kadar onlardan azabı kaldırınca da yeminlerinden döndüler.
Süleyman Ateş Meali Biz onlardan, geçirecekleri bir süreye kadar azabı kaldırınca, hemen yeminlerini bozmağa başladılar.
Süleymaniye Vakfı Meali Her afeti üzerlerinden bir süre için kaldırınca, anında sözlerinden dönüyorlardı.
Şaban Piriş Meali Onlardan azabı, onlara ulaşacak belirli bir süreye kadar kaldırdığımız zaman; onlar verdikleri sözü o an bozuyorlardı.
Ümit Şimşek Meali Erişecekleri bir süreye kadar onlardan azabı kaldırdığımızda ise sözlerinden dönerlerdi.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Dolduracakları bir süreye kadar kendilerinden azabı kaldırdığımızda, hemen yeminlerini bozdular.
M. Pickthall (English) But when We did remove from them the terror for a term which they must reach, behold! they broke their covenant
Yusuf Ali (English) But every time We removed the penalty from them according to a fixed term which they had to fulfil,- (1093) Behold! they broke their word!*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları