Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Burcun üstündeki insanlar (A’raf ehli), kendilerini yüzlerinden tanıdıkları (zalim ve kâfirlerden ileri gelen birtakım) adamlara seslenerek derler ki: "Ne (güç ve servet) toplamış olmanız, ne büyüklük taslamanız (istikbarınız ve iktidarınız bugün) size bir yarar sağlamadı." (İşte bugün tutuklanıp cehenneme atılmış durumdasınız!) |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
A'raf erleri, yüzlerinden tanıdıkları kişilere nida edip derler ki: Ne malınızın çok oluşu, ne sayınızın fazla bulunuşu, ne de kulluk etmeye tenezzül etmeyip ululanmanız bir fayda vermedi size.* |
Abdullah Parlıyan Meali |
Yine A'raftakiler yüzlerindeki işaretlerinden tanıdıkları kimselere şöyle seslenecekler: “Ne sağladı size, mal mülk biriktirmeniz ve büyüklük taslamanız.” |
Ahmet Tekin Meali |
Sur'un burçlarındakiler, Â'râf görevlileri, cehennem ehlinden kimliklerini, aldıkları cezaları simalarından okuyarak tanıdıkları güç ve iktidar sahibi şahıslara:
“Ne topluluğunuz, gücünüz, ne kibiriniz, gururunuz, ne serkeşliğiniz, zorbalığınız size bir fayda sağladı, sizi Allah'ın azâbından kurtaramadı" derler. |
Ahmet Varol Meali |
A'raf'ta bulunanlar simalarından tanıdıkları birtakım adamlara şöyle seslenirler: "Çokluğunuz (veya biriktirdikleriniz) ve büyüklenmeleriniz size bir yarar sağlamadı. |
Ali Bulaç Meali |
Burcun üstündeki adamlar, yüzlerinden tanıdıkları (ileri gelen birtakım) adamlara seslenerek derler ki: 'Ne (güç ve servet) toplamış olmanız, ne büyüklük taslamanız (istikbarınız) size bir yarar sağlamadı.' |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Yine A'raf ehli, (kâfirlerin elebaşlarından kara) simalarıyla tanıdıkları bir takım adamlara nida edip diyecekler ki: “- Gördünüz mü? topladığınız mallarla yârânınız, kibirle azametiniz, size hiç fayda vermedi.” |
Bahaeddin Sağlam Meali |
48, 49. O A’raf ehli, yüzlerinden tanıdıkları bazı erlere seslenirler. Derler ki: “Sizin derleme ve toplamanız ve kibirlenerek Allah’ın ayetlerinden uzak durmanız, size hiçbir fayda vermedi. Allah’ın rahmet etmeyeceğine yemin ettiğiniz kimseler bunlar (bu Cennete girecek olanlar) değil miydi?” (Ve o Cennete girecek olanlara) “Cennete girin. Sizin için, ne (gelecek) korkusu ne de (geçmişin) üzüntüsü vardır.” (derler.) |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Yine A‘râf ehli, simâlarından tanıdıkları birtakım adamlara seslenerek derler ki: “Ne çokluğunuz ne de taslamakta olduğunuz büyüklük size bir yarar sağladı.” |
Cemal Külünkoğlu Meali |
(Yine) A'raf ehli, simalarından kendilerini tanıdıkları birtakım (inkârcı) kimselere seslenerek derler ki: “Ne çokluğunuz ne de taslamakta olduğunuz büyüklük size hiçbir yarar sağlamadı.” |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
48,49. Burçlarda olanlar, simalarından tanıdıkları adamlara; Topluluğunuz, topladığınız mal ve büyüklük taslamalarınız size fayda vermedi. Allah'ın rahmetine erdirmeyeceğine yemin ettikleriniz bunlar mıydı? Oysa Allah onlara şöyle der: "Cennete girin, size korku yoktur, sizler mahzun da olmayacaksınız." |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
A’râftakiler, simalarından tanıdıkları birtakım adamlara da seslenir ve şöyle derler: “Ne çokluğunuz, ne de taslamakta olduğunuz kibir size bir yarar sağladı!” |
Diyanet Vakfı Meali |
(Yine) A'râf ehli simalarından tanıdıkları birtakım adamlara seslenerek derler ki: «Ne çokluğunuz ne de taslamakta olduğunuz büyüklük size hiçbir yarar sağlamadı. |
Edip Yüksel Meali |
Orta yerde bulunanlar, görünüşlerinden tanıdıkları kimselere seslenirler: "Sizin cemaatiniz ve büyüklük taslamış olmanız size hiç bir yarar sağlamadı." |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
A'raftakiler yüzlerinden tanıdıkları kişilere seslenerek şöyle derler: "Ne topluluğunuz, ne de büyüklük taslamanız, size hiç bir yarar sağlamadı". |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
O ashabı A'raf sîmalariyle tanıdıkları bir takım ricale de nidâ edib: gördünüz mü cem'iyyetinizin ve yaptığınız kibr-ü azametin size hiç faidesi olmadı |
Hasan Basri Çantay Meali |
(Yine) a'raaf yârânı (kâfirlerden) sîmalarıyla tanıdıkları (elebaşı) birtakım adamlara şöyle nida ederek derler: «Ne çokluğunuz (yahut topladığınız mallar), ne de (hakka karşı) yeltenmekde devam etdiğiniz o kibr (-ü azamet) size hiç bir fâide vermedi». |
Hayrat Neşriyat Meali |
A'râf ehli, kendilerini sîmâlarından tanıdıkları (Cehennem ehli) birtakım adamlara da seslenerek derler ki: “(Mal ve tarafdar) toplamanız ve büyüklük taslamakta olmanız(bugün) size bir fayda vermedi!” |
İlyas Yorulmaz Meali |
Bekleme bölgesinde (cennete girecek) olanlar, yüzlerinin asıklığından ve sıkıntılı oldukları için yüzleri simsiyah kesilmiş olanlara “(dünyada iken) topladığınız mallar ve orada büyüklenmeleriniz size hiçbir fayda sağlamadı” diye seslenirler. |
Kadri Çelik Meali |
A'raf ehli, simalarından tanıdıkları (zalim) kimselere, “Topladığınız şeyler ve büyüklük taslamalarınız size fayda vermedi” diye seslenirler.* |
Mahmut Kısa Meali |
Sûrun yüksek burçlarında her yanı seyreden bu Ârâf halkı, simalarından tanıdıkları bazı cehennemlik kişilere şöyle seslenecekler: “Gördünüz ya, ne o güvendiğiniz malınız, servetiniz, ordularınız ve topladıklarınız, topluluğunuz kurtarabildi sizi, ne toplantılarınız ve ne de o anlamsız gurur ve kibriniz!”
Sonra inkârcılara, dünyadayken alay edip aşağıladıkları zayıf müminleri göstererek soracaklar: |
Mehmet Türk Meali |
A’raf’takiler, simalarından (cehennemlik olduklarını) tanıdıkları kimselere: “(dünyada) topladıklarınız ve büyüklük taslamanız, (bugün) size hiç bir yarar sağlamadı.” diye seslenecekler. |
Muhammed Esed Meali |
Ve [hayattayken] bu ayırd etme yetisine sahip olanlar, görünüşlerinden [günahkar olduklarını] çıkardıkları kimselere: “Ne sağladı size” diye seslenecekler, “maldan, [mülkten] biriktirmeniz; geçmişinizle o boş kurumlanmanız? |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Ve (sözkonusu) ayırdetme yeteneğine sahip olanlar, belirtilerinden kim olduklarını çıkardıkları kimselere seslenecekler: “Sahi, ne sağladı size taraftarlarınız / mal-mülkünüz ve böbürlendiğiniz o nesneler?” |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Ve ashâb-ı A'râf simalarıyla tanıdıkları birtakım kişilere de nidâ ederek derler ki: «Size ne cemiyetiniz ve ne de yaptığınız tekebbür bir faide vermiş olmadı.» |
Suat Yıldırım Meali |
48, 49. A'râf ashabı, simalarından tanıdıkları bir kısım kimselere seslenip: “Gördünüz ya, ne topladığınız mallarınızın, ne onca taraftarlarınızın, ne de büyüklük taslamalarınızın ve o çalımlarınızın size hiç bir faydası olmadı! ”O cennetlikleri göstererek “Sahi, şunlar “Allah, bunları asla lütfuna nail etmez. ” diye yeminler edip hor gördüğünüz kimseler değil miydi? İşte onların ne yüce mevkide olduklarını şimdi anladınız değil mi? derler ve sonra o cennetliklere dönerek: “Buyurun girin cennete, derler, size korku ve endişe olmadığı gibi, siz asla üzüntü de görmeyeceksiniz. ” |
Süleyman Ateş Meali |
A'raf halkı, yüzlerindeki işaretleriyle tanıdıkları birtakım adamlara da ünleyerek dediler ki: "Ne topluluğunuz, ne de büyüklük taslamanız, size hiçbir yarar sağlamadı." |
Süleymaniye Vakfı Meali |
A’râf ahalisi, yüzlerinden tanıdıkları bir takım adamlara[*] da şöyle seslenirler: “Gördünüz mü? Sizlere ne taraftarlarınızın bir yararı oldu ne de büyüklenmenizin.* |
Şaban Piriş Meali |
A'raftakiler simalarından tanıdıkları bazı adamlara seslenirler:-Topladıklarınız ve büyüklük taslıyor olmanız size fayda vermedi. |
Ümit Şimşek Meali |
A'râf ehli, yüzlerinden tanıdıkları bir kısım adamlara seslenirler ve derler ki: “Ne çokluğunuz, ne de büyüklük taslayıp durmanız size bir yarar sağlamamış! |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
A'raf halkı, yüzlerinden tanıdıkları bazı erkeklere seslenip şöyle derler: "Bir araya gelmeniz de büyüklük taslamanız da size hiçbir yarar sağlamadı." |
M. Pickthall (English) |
And the dwellers on the Heights call unto men whom they know by their marks, (saying): What did your multitude and that in which ye took your pride avail you? |
Yusuf Ali (English) |
The men on the heights will call to certain men whom they will know from their marks, saying:(1027) "Of what profit to you were your hoards and your arrogant ways?* |