Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Gerçek şu ki müttakilere şeytan (tarafından ve tayfasın) dan bir vesvese ve tahrik dokunduğu vakit (derhal) : Allah’ı zikrederler (Kur’an’ın öğütlerini ve ölçülerini hatırlayıp gerçeği görürler) ve o zaman (iman ferasetiyle anında) basiret sahibi olarak (doğru yolu seçerler ve şeytanın vesvesesini defederler.) |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Tanrıdan çekinenler, Şeytan'ın bir vesvesesine uğradılar mı düşünürler, bir de bakarsın ki doğru yolu görmüşler bile. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Yollarını kitap ve Allah vasıtasıyla bulanlar var ya onlara şeytandan bir kışkırtma dokunduğunda, O'nu hatırlayıp akıllarını başlarına toplarlar da, olup biteni açık bir biçimde kavramaya başlarlar. |
Ahmet Tekin Meali |
Allah'a sığınanlara, emirlerine yapışanlara, günahlardan arınıp, azaptan korunanlara, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davrananlara, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan takva sahiplerine şeytan ve şeytanî güçler tarafından bir vesvese verildiğinde, kendilerine gelip Allah'ın emir ve yasaklarını düşünürler. Ânında gerçeği farkederler, doğruyu görürler.* |
Ahmet Varol Meali |
Takva sahiplerine şeytan tarafından bir vesvese gelecek olursa (Allah'ın emir ve yasaklarını) anarlar ve hemen (hakkı) görürler. |
Ali Bulaç Meali |
(Allah'tan) Sakınanlara şeytandan bir vesvese eriştiğinde (önce) iyice düşünürler (Allah'ı zikredip-anarlar), sonra hemen bakarsın ki görüp bilirler. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Allah'dan korkanlar, kendilerine Şeytandan bir vesvese dokunduğu zaman, Allah'ı ve azabını düşünürler; bir de hemen bakarsın ki, onları doğru yolu bulup Şeytan'ın vesvesesini atmışlardır bile. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Kendilerini (küfürden) koruyanlara şeytandan bir hayal gelirse, düşünüp hatırlarlar ve hemen gerçeği görürler. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Takvâ sahipleri var ya, onlara şeytan tarafından bir vesvese dokunduğunda, düşünüp hemen görürler. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Allah'a karşı sorumluluk bilinciyle yaşayanlara şeytandan bir vesvese dokununca, hemen düşünüp gözlerini açarlar (şeytana uymazlar). |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Allah'a karşı gelmekten sakınanlar, şeytan tarafından bir vesveseye uğrayınca, Allah'ı anarlar ve hemen gerçeği görürler. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Şüphe yok ki Allah’a karşı gelmekten sakınanlar, kendilerine şeytandan bir vesvese dokunduğu zaman iyice düşünürler (derhal Allah’ı hatırlarlar da) sonra hemen gözlerini açarlar. |
Diyanet Vakfı Meali |
Takvâya erenler var ya, onlara şeytan tarafından bir vesvese dokunduğunda (Allah'ın emir ve yasaklarını) hatırlayıp hemen gerçeği görürler. |
Edip Yüksel Meali |
Erdemlilere her ne zaman şeytandan karanlık bir öneri ulaşsa hemen hatırlarlar. Böylece hemen görürler. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Allah'tan korkanlar, kendilerine şeytandan bir vesvese iliştiği zaman, durup düşünürler de derhal kendi basiretlerine sahib olurlar. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Her halde Allahdan korkanlar, kendilerine Şeytandan bir tayf iliştiği zaman bir tezekkür ederler, derhal basıretlerine sahib olurlar |
Hasan Basri Çantay Meali |
Takvaya erenler (yok mu?) onlara şeytandan her hangi bir arıza ilişdiği zaman (Allâhın emr veya nehy etdiği şeyleri) iyice düşünürler, bir de bakarsın ki onlar (hakıykatı) görüp bilmişlerdir bile. |
Hayrat Neşriyat Meali |
(Allah'dan) gerçekten sakınanlar, kendilerine şeytandan (gelen) bir vesvese dokunduğu zaman, (Allah'ın emir ve yasaklarını) hatırlayıp derhâl (hakikati) gören kimselerdir. |
İlyas Yorulmaz Meali |
Muhakkak ki Allah tan sakınanlara, şeytandan bir gurup yoldan çıkarmak için onlara uğrasalar, sakınanlar düşünürler ve hemen (doğru olanı) görürler. |
Kadri Çelik Meali |
Şüphesiz takvaya erenler şeytan tarafından bir vesveseye uğrayınca, (Allah'ı) anarlar da hemen basiret sahibi olurlar. |
Mahmut Kısa Meali |
Çünkü dürüst ve erdemlice bir hayatı tercih ederek kötülüğün her çeşidinden titizliklesakınanlar, yüreklerinde insan bilincini kör eden şeytânî bir kışkırtı duyar duymaz, derhâl Kur’an’daki emir ve tavsiyeleri hatırlarlar ve işte o an, duygularının esiri olmaktan kurtulur ve gerçeği görürler. |
Mehmet Türk Meali |
Çünkü Allah’tan hakkıyla sakınanlar kendilerine şeytandan bir kuruntu geldiği zaman, Allah’ı hatırlarlar ve hemen bunun farkına varırlar. |
Muhammed Esed Meali |
Allah'a karşı sorumluluk bilincine sahip olan kimseler, içlerinde Şeytan'ın esinlediği karanlık bir kuruntu 165 uyanacak olsa [O'nu anıp] akıllarını başlarına toplarlar ve hemen [olup biteni] açık bir biçimde kavramaya başlarlar, |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Şüphesiz, sorumluluk bilincini kuşanan kimselerin içine şeytan tarafından kurgulanan mevhum bir görüntü yansıyacak olursa,[1316] (hemen fıtrat sözleşmesini) hatırlayıverirler ve işte o an gerçeği kavrarlar.* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Muhakkak o kimseler ki, muttakî bulunmuşlardır. Onlar kendilerine şeytan tarafindan bir arıza iliştiği zaman güzelce düşünürler. Derhal görücü kimseler olurlar. |
Suat Yıldırım Meali |
Allah'a karşı gelmekten sakınanlara şeytandan bir hayal ilişince, hemen düşünüp kendilerini toparlar, basiretlerine tam sahib olurlar. [3, 7]* |
Süleyman Ateş Meali |
Allah'tan korkanlar, kendilerine şeytandan gelen bir vesvese dokunduğu zaman düşünür, (gerçeği) görürler. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Allah’tan çekinerek kendini koruyanlar, Şeytan vesvesesinden etkilenince bilgilerini harekete geçirir, hemen gerçeği görürler. |
Şaban Piriş Meali |
Takvalı olanlar kendilerine şeytanların bir grubu dokunduğunda, basiret sahibi oldukları zaman gerçeği düşünürler. |
Ümit Şimşek Meali |
Takvâ sahipleri, kendilerine şeytandan bir vesvese geldiğinde güzelce düşünürler ve gerçeği görecek hale gelirler. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Korunup sakınanlar, kendilerine şeytandan bir görüntü/dürtü gelip dokunduğunda, hemen Allah'ı hatırlarlar. İşte o anda görülmesi gerekeni görürler. |
M. Pickthall (English) |
Lo! those who ward off (evil), when a glamour from the devil troubleth them, they do but remember (Allah's guidance) and behold them seers! |
Yusuf Ali (English) |
Those who fear Allah, when a thought of evil from Satan assaults them, bring Allah to remembrance, when lo! they see (aright)!(1172)* |