Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Ve (İblis) : "Gerçekten ben size öğüt verenlerdenim" diye (yalan yere) yemin de etmişti. |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Ve yemin ederek şüphe yok ki dedi, ben size öğüt verenlerdenim. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Ve onlara: “Ben gerçekten sizin iyiliğinizi isteyen biriyim” diye de yemin etti. |
Ahmet Tekin Meali |
Âdem ile eşine, yeminler ederek:
“Ben gerçekten size öğüt verenlerdenim" dedi.* |
Ahmet Varol Meali |
Ayrıca: "Şüphesiz ki ben size öğüt verenlerdenim" diye onlara karşı yemin etti. |
Ali Bulaç Meali |
Ve: 'Gerçekten ben size öğüt verenlerdenim' diye yemin de etti. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Bir de onlara: “-Muhakkak ki, ben sizin iyiliğinizi isteyenlerdenim”, diye yemin etti. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Ve onlara yemin etti ki: “Ben size samimiyetle öğüt verenlerdenim.” |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Onlara, “Ben gerçekten size öğüt verenlerdenim” diye yemin etti. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Bir de onlara: “Muhakkak ki, ben sizin iyiliğinizi isteyenlerdenim” diye yemin etti. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
"Doğrusu ben size öğüt verenlerdenim" diye ikisine yemin etti. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
“Şüphesiz ben size öğüt verenlerdenim” diye de onlara yemin etti. |
Diyanet Vakfı Meali |
Ve onlara: Ben gerçekten size öğüt verenlerdenim, diye yemin etti. |
Edip Yüksel Meali |
Kendilerine yemin de etti: "Ben size öğüt veriyorum." |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Ve onlara: "Elbette ben size öğüt verenlerdenim." diye de yemin etti. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Ve her halde ben sizin hayrınızı istiyenlerdenim diye ikisine de yemin etti |
Hasan Basri Çantay Meali |
Bir de onlara: «Şübhesiz ki ben sizin iyiliğinizi isteyenlerdenim» diye yemîn etdi. |
Hayrat Neşriyat Meali |
Ve onlara: “Doğrusu ben size gerçekten (iyiliğiniz için) nasîhat edenlerdenim” diye de yemîn etti. |
İlyas Yorulmaz Meali |
“Ben size öğüt verenlerdenim” diyerek Adem'e ve eşine yemin etmişti. |
Kadri Çelik Meali |
“Doğrusu ben sizin iyiliğinizi isteyenlerdenim” diye ikisine yemin etti. |
Mahmut Kısa Meali |
Ve “Allah şahidimdir ki, bunu sırf sizin iyiliğiniz için yapıyorum!” diye onlara yemin etti. |
Mehmet Türk Meali |
20,21. Bunun üzerine şeytan o ikisinin, kendilerine örtülmüş olan avret yerlerini meydana çıkarmak için1 o ikisine2 de vesvese3 verdi ve: “Rabbiniz size bu ağacı, sadece sizin birer melek olmamanız ya da ebedî yaşayanlardan olmamanız için yasakladı.” dedi ve: “Doğrusu ben, sizin iyiliğinizi istiyorum.” diye yemin etti.* |
Muhammed Esed Meali |
Ve onlara: “Ben gerçekten sizin iyiliğinizi isteyen biriyim” diye de and verdi. |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Ve her ikisine yeminler etti: “İnanın ki ben, ikiniz için de kesinlikle samimi duygular besleyen biriyim.” |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Ve onlara, «Ben muhakkak sizin için elbette hayırhâh olanlardanım.» diye yemin etti. |
Suat Yıldırım Meali |
20, 21. Fakat şeytan onlara, gözlerinden gizlenmiş olan edep yerlerini açığa çıkarmak için vesvese verdi. Onlara şöyle telkinde bulundu: “Rabbinizin size bu ağacın meyvesini yasaklamasının tek sebebi, sizin meleklerden veya ölümsüz hayata kavuşanlardan olmanızı önlemektir” diyerek, kendisinin onların iyiliğini istediğine dair yemin üstüne yemin etti. [20, 120] |
Süleyman Ateş Meali |
Ve onlara: "Elbette ben size öğüt verenlerdenim." diye de yemin etti. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Onlara yemin etti: “Ben ikinizin de iyiliğini istiyorum.” |
Şaban Piriş Meali |
Ben sizin, iyiliğinizi isteyen, size öğüt verenlerdenim, diye onlara yemin etti. |
Ümit Şimşek Meali |
Sonra da “Ben sizin iyiliğiniz için öğüt veriyorum” diye yemin etti. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Ve onlara, "-Ben size öğüt verenlerdenim" diye yemin de etti. |
M. Pickthall (English) |
And he swore unto them (saying): Lo! I am a sincere adviser unto you. |
Yusuf Ali (English) |
And he swore to them both, that he was their sincere adviser. |