A'râf Suresi 165. Ayet


Arapça

فَلَمَّا نَسُواْ مَا ذُكِّرُواْ بِهِ أَنجَيْنَا الَّذِينَ يَنْهَوْنَ عَنِ السُّوءِ وَأَخَذْنَا الَّذِينَ ظَلَمُواْ بِعَذَابٍ بَئِيسٍ بِمَا كَانُواْ يَفْسُقُونَ


Türkçe Okunuşu

Fe lemmâ nesû mâ zukkirû bihî enceynâllezîne yenhevne anis sûi ve ahaznâllezîne zalemû bi azâbin beîsin bi mâ kânû yefsukûn(yefsukûne).


Kelimeler

fe lemmâ olunca, olduğu zaman
nesû unuttular
mâ zukkirû hatırlatıldıkları şey, öğüt verildikleri şey
bi-hî onunla
enceynâ ellezîne kurtardık ki onlar
yenhevne nehyederler, yasaklar, men ederler
an es sûi kötülüklerden
ve ahaznâ ellezîne ve o kimseleri yakaladık, aldık
zalemû zulmettiler
bi azâbin bir azap ile
beîsin çetin, zor, şiddetli
bi-mâ şey ile, sebebiyle
kânû oldular
yefsukûne fıska düşüyorlar, îmândan sonra küfre düşüyorlar

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali Kendilerine hatırlatılanı unuttuklarında ise, Biz de (içlerinden) kötülükten sakındıranları (nehy-i ani’l münker yapanları) kurtarmış, zulmedenleri ise yaptıkları fısk dolayısıyla pek zorlu bir azap ile yakalayıvermiştik
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Öğütçülerin öğütlerini unuttukları zaman biz de, onları kötülükten nehyedenleri kurtardık, zulmedenleriyse, emirden çıktıkları için pek şiddetli bir azaba uğrattık.
Abdullah Parlıyan Meali Böylece o günahkarlar, kendilerine yapılan bütün uyarıları unutup, bir kenara atınca, biz de kötü eylemleri önlemeye çalışan bu kimseleri kurtardık. Varoluş gayesine aykırı hareket edenleri, yapmakta oldukları kötülüklerden dolayı şiddetli bir azap ile yakaladık.
Ahmet Tekin Meali Onlar kendilerine yapılan bunca tebliği, nasihati unutunca, biz de akıllarını kullanıp kötülüğü, suçu, bunların sözcülüğünü, savunuculuğunu önleyip yasaklayarak kamu düzenini, kamu güvenliğini sağlayan yöneticileri sorumluluktan kurtardık. Zulmedenleri, haksızlık edenleri de Hak dinin kurallarının dışına çıkmaları, doğru ve mantıklı düşünmeyi terketmeleri, işlemekte oldukları günah ve isyanları dolayısıyla şiddetli bir azâba uğrattık.
Ahmet Varol Meali Onlar kendilerine hatırlatılanı unuttuklarında kötülükten sakındıranları kurtardık; zulmedenleri de yoldan çıkmalarına karşılık çok çetin bir azap ile yakaladık.
Ali Bulaç Meali Kendilerine hatırlatılanı unuttuklarında ise, biz de kötülükten sakındıranları kurtardık. Zulmedenleri yaptıkları fısk dolayısıyla pek zorlu bir azab ile yakaladık.
Ali Fikri Yavuz Meali Artık o avcılar, edilen nasihatleri unutunca, biz de kötülükten alıkoyanları kurtardık, zulmedenleri ise, çıkardıkları fesadlar yüzünden şiddetli bir azab ile yakaladık.
Bahaeddin Sağlam Meali Aldıkları mesajları unuttukları zaman, kötülüklerden sakındıranları kurtardık. (Kendilerine) zulmedenleri de sert bir azap ile yakaladık; fasık oldukları (kanunları çiğnedikleri) için!
Bayraktar Bayraklı Meali Kendilerine verilen öğüdü unuttuklarında, kötülükten alıkoyanları kurtarıp, zulmedenleri de yapmakta oldukları kötülüklerden dolayı şiddetli bir azap ile cezalandırdık.
Cemal Külünkoğlu Meali Onlar, kendilerine yapılan uyarıları unutunca; kötülükten sakındıranları kurtardık ve zalimleri, yoldan çıkmaları yüzünden ağır bir azap ile yakaladık.
Diyanet İşleri Meali (Eski) Kendilerine yapılan öğütleri unutunca, Biz fenalıktan menedenleri kurtardık ve zalimleri, Allah'a karşı gelmelerinden ötürü şiddetli azaba uğrattık.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Onlar kendilerine hatırlatılanı unutunca, biz de kötülükten alıkoymaya çalışanları kurtardık. Zulmedenleri yoldan çıkmaları sebebiyle, şiddetli bir azapla yakaladık.
Diyanet Vakfı Meali Onlar kendilerine yapılan uyarıları unutunca, biz de kötülükten men edenleri kurtardık, zulmedenleri de yapmakta oldukları kötülüklerden ötürü şiddetli bir azap ile yakaladık.
Edip Yüksel Meali Kendilerine hatırlatılanları önemsemeyip unutunca, kötülüklerle mücadele edenleri kurtardık; haksızlık edenleri de yoldan çıkmalarına karşılık olarak feci bir azap ile yakaladık.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Onlar yapılan bunca nasihatı unuttukları zaman, o kötülükten sakındıranları kurtardık, o zalimleri de fena hareketlerinden dolayı şiddetli bir azaba uğrattık.
Elmalılı Meali (Orjinal) Vaktaki artık edilen nasıhatleri unuttular, o kötülükten nehy edenleri necata çıkarıb o zulm edenleri yaptıkları fısıklar sebebiyle şiddetli bir azâba giriftar ettik
Hasan Basri Çantay Meali Vaktaki onlar artık edilen va'zları unutdular: Biz de kötülükden vaz geçirmekde sebat edenleri selâmete çıkardık. Zulmedenleri ise yapmakda oldukları Asıklar yüzünden şiddetli bir azâb ile yakaladık.
Hayrat Neşriyat Meali Artık ne zaman ki (onlar) kendilerine yapılan nasîhatleri unuttular, (biz de)kötülükten yasaklayanları kurtardık; zulmedenleri de isyân etmekte olduklarından dolayı şiddetli bir azâb ile yakaladık!
İlyas Yorulmaz Meali O toplum, ne zamanki öğüt aldıkları şeyleri unuttular, bizde o topluma kötülükleri yasaklayanları kurtardıktan sonra, yoldan çıkmaları sebebiyle zulmedenleri kötü bir azapla yakaladık.
Kadri Çelik Meali Kendilerine yapılan öğütleri unutunca, biz kötülükten men edenleri kurtardık ve zalimleri, yoldan çıkmalarından ötürü şiddetli bir azap ile yakaladık.
Mahmut Kısa Meali Derken o zâlimler, kendilerine yapılan öğüt ve uyarıları göz ardı edip unutunca, kötülükleri engellemeye çalışanları, bütün toplumu saran o büyük azaptan kurtardık; zulmetmekte direnenleri ve onları uyarma görevini terk ederek bu zulme seyirci kalanları ise, işledikleri günahlardan dolayı, şiddetli bir azap ile cezalandırdık! Şöyle ki:
Mehmet Türk Meali Onlar kendilerine yapılan nasihatleri unutunca o (insanları) kötülükten sakındıranları kurtardık, o zâlimleri de yoldan çıkmaları sebebiyle şiddetli bir azapla helâk ettik.1*
Muhammed Esed Meali Ve böylece, o [günahkarlar] kendilerine yapılan bütün uyarıları bir kenara atınca, Biz de, kötü eylemleri önlemeye çalışan (bu) kimseleri 132 kurtardık; kötülük yapmaya eğilimli olanları yaptıkları bütün o uygunsuz işlerden ötürü çok ağır bir azapla tepeledik;
Mustafa İslamoğlu Meali Ve o (sapkınlar) kendilerine yapılan tüm uyarıları kulak ardı edince, Biz de kötülüğe engel olmaya çalışan (bu) kimseleri kurtardık; ve kendilerine kötülük eden kimseleri yoldan çıkmalarından dolayı kahredici[1281] bir azabın pençesine mahkûm ettik.*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Vaktâ ki onlar hatırlandırıldıklarını unuttular, kötülükten nehyedenleri necâta nâil ettik ve zulmedenleri de yapar oldukları fısklar sebebiyle şiddetli bir azap ile yakaladık.
Suat Yıldırım Meali 165, 166. Kendilerine verilen öğütleri ve uyarıları kulak ardı edip onları bir tarafa bırakınca, içlerinden kötülükleri önlemeye çalışanları kurtarıp o zalimleri fâsıklıkları yüzünden şiddetli bir azaba uğrattık. Şöyle ki: Onlar serkeşlik edip yasakları çiğnemekte ısrar edince onlara: “Hor ve hakir maymunlar haline gelin! ” diye emrettik. *
Süleyman Ateş Meali Ne zaman ki onlar, kendilerine hatırlatılanı unuttular, biz de kötülükten menedenleri kurtardık; zulmedenleri de, yoldan çıkmaları yüzünden çetin bir azab ile yakaladık.
Süleymaniye Vakfı Meali Ne zaman ki kendilerine verilen öğüdü dikkate almadılar, kötülüğe karşı mücadele verenleri kurtardık. O yanlışı yapanları da yoldan çıkmalarına karşılık kötü bir azaba çarptırdık.
Şaban Piriş Meali Kendilerine hatırlatılanı unuttuklarında, kötülükten men edenleri kurtarıp, zalimleri fasıklık yapmaları sebebiyle çok kötü bir ceza ile yakaladık.
Ümit Şimşek Meali Onlar kendilerine verilen öğütü unuttuklarında, Biz de kötülükten sakındıranları kurtardık; zulmedenleri ise, yoldan çıkmaktaki ısrarları yüzünden, şiddetli bir azapla yakaladık.(21)*
Yaşar Nuri Öztürk Meali Kendilerine verilen öğüdü unuttuklarında, kötülükten alıkoyanları kurtarıp zulme sapanları, yoldan çıkmalarından ötürü, acı bir azapla yakalayıverdik.
M. Pickthall (English) And when they forgot that whereof they had been reminded, We rescued those who forbade wrong, and visited those who did wrong with dreadful punishment because they were evil livers.
Yusuf Ali (English) When they disregarded the warnings that had been given them, We rescued those who forbade Evil; but We visited the wrong-doers with a grievous punishment because they were given to transgression.

İslam Vakti Mobil Uygulamaları