A'râf Suresi 5. Ayet


Arapça

فَمَا كَانَ دَعْوَاهُمْ إِذْ جَاءهُمْ بَأْسُنَا إِلاَّ أَن قَالُواْ إِنَّا كُنَّا ظَالِمِينَ


Türkçe Okunuşu

Fe mâ kâne da’vâhum iz câehum be’sunâ illâ en kâlû innâ kunnâ zâlimîn(zâlimîne).


Kelimeler

fe o zaman, böylece
mâ kâne olmadı
dâ'vâ-hum onların duaları, yalvarmaları
iz olmuştu, olduğu zaman
câe-hum onlara geldi
be'su-nâ azâbımız, darlığımız, sıkıntımız
illâ ancak, sadece
en kâlû söylemeleri, demeleri
innâ hiç şüphesiz biz, muhakkak ki biz
kun-nâ biz olduk
zâlimîne zalimler

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali Zorlu azabımız onlara geldiğinde (aciz ve çaresiz biçimde dua edip) yalvararak: "Biz gerçekten zulme sapanlardandık" demelerinden başka (itirafları) olmadı.
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Azabımız geldiği zaman ancak, biz zulmetmiştik diye niyaz edebildiler.
Abdullah Parlıyan Meali Ve cezamız başlarına koptuğu zaman, kendi kendilerine “Vah bize, biz gerçekten yaratılış gayesine aykırı hareket edenlerdendik” demekten başka, söyleyecek sözleri olmamıştır.
Ahmet Tekin Meali Azâbımız onlara geldiğinde: “Biz gerçekten Allah'a şirk koşan, rasullerini yalanlayan, inkârda, isyanda ısrar eden zâlim kimseleriz" diyerek itiraftan başka bir savunmaları olmadı.*
Ahmet Varol Meali Kendilerine azabımız geldiğinde: "Şüphesiz biz zalim kimselerdik" demekten başka savunmaları olmadı.
Ali Bulaç Meali Zorlu azabımız onlara gelince yakarışları: 'Biz gerçekten zulme sapanlardandık' demelerinden başka olmadı.
Ali Fikri Yavuz Meali Azabımız kendilerine geldiği zaman, yalvarış ve itirafları ancak şu olmuştu: “- Gerçekten bizler zalimlerdeniz.”
Bahaeddin Sağlam Meali Azabımız onlara geldiği zaman, “gerçekten bizler zalimler idik” demekten başka bir şey dava edemediler.
Bayraktar Bayraklı Meali Azabımız onlara geldiğinde çağırışları, “Biz gerçekten zâlim kişilermişiz” demelerinden başka bir şey olmadı.
Cemal Külünkoğlu Meali Baskınımız başlarına geldiği zaman, çağırışları: “Biz gerçekten (haddi aşan) zalimlerdendik” demekten başka bir şey olmadı.
Diyanet İşleri Meali (Eski) Baskınımıza uğradıklarında, sözleri, "Gerçekten biz haksızdık" demekten ibaret kalmıştır.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Azabımız kendilerine geldiğinde, “(Biz bunu hak ettik.) Gerçekten biz zalimler olmuştuk” demekten başka söyleyecekleri kalmamıştı.
Diyanet Vakfı Meali Azabımız onlara geldiğinde çağırışları, «Biz gerçekten zalim kişilermişiz» demelerinden başka bir şey olmadı.
Edip Yüksel Meali Kendilerine azabımız geldiği vakit, "Gerçekten bizler zalimler imişiz," demekten başka sözleri olmadı.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Azabımız onlara geldiğinde "Biz gerçekten zalimlermişiz!" demelerinden başka yalvarışları kalmadı.
Elmalılı Meali (Orjinal) Azâbımız kendilerine geldiği vakıt da «bizler hakıkaten zalimler idik» demekten başka da'vaları olmadı
Hasan Basri Çantay Meali Kendilerine azabımız geldiği zaman çağrışları «Biz hakîkaten zaalimlerdendik» demelerinden başka (bir şey) olmadı.
Hayrat Neşriyat Meali Azâbımız onlara geldiğinde: “Gerçekten biz zâlimlerdik!” demelerinden başka çağırışları (ve yalvarışları) da olmadı.
İlyas Yorulmaz Meali Azap onların üzerine çöktüğünde, söyleyebildikleri tek söz “Eyvah biz kendimize yazık etmişiz” olmuştur.
Kadri Çelik Meali Azabımız kendilerine geldiğinde, “Bizler, gerçekten zalimlerdik!” demekten başka bir yakarışları olmadı.
Mahmut Kısa Meali Ve azâbımız gelip çattığı zaman, “Eyvah! Meğer biz ne kadar zâlimmişiz!” diye feryat etmekten başka bir şey yapamamışlardı. Fakat son pişmanlık fayda vermemişti. Ama iş bununla da bitmeyecek, öyle bir gün gelecek ki:
Mehmet Türk Meali Azabımız onlara gelince onlar: “gerçekten biz zâlimlerden olduk.” demekten başka bir şey söyleyemediler.
Muhammed Esed Meali Ve cezamız başlarında koptuğu zaman, kendi kendilerine, “vah bize! Biz gerçekten zalim kimselerdik!” demekten başka söyleyecek sözleri olmamıştır. 5
Mustafa İslamoğlu Meali Kahredici gazabımız kendilerine gelip çatınca, “Kesinlikle bizdik haksız olan, evet biz!” itirafından başka bir savunmaları olmayacaktır.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Onlara azabımız geldiği zaman ise onların sözleri, «Biz hakikaten zalim kimseler olmuş idik» demekten başka olmamıştır.
Suat Yıldırım Meali Azabımız gelip çattığında da itiraf ve yalvarmaları: “Biz gerçekten zalim adamlarmışız! ” demekten başka bir şey olmadı. [21, 11-15]
Süleyman Ateş Meali Azabımız onlara geldiğinde "Biz gerçekten zalimlermişiz!" demelerinden başka yalvarıları kalmadı.
Süleymaniye Vakfı Meali Baskınımız gelince şundan başka bir haykırışları olmamıştır: “Biz, yanlışlar içindeydik!”
Şaban Piriş Meali Azabımız onlara geldiği vakit, feryatları “Biz, gerçekten zalimler idik!” demekten başka bir şey olmadı.
Ümit Şimşek Meali Kendilerine azabımız geldiği zaman onların “Biz gerçekten zalimmişiz” sözünden başka bir diyecekleri yoktu.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Azabımız onlara gelip çattığında, yaptıkları, şu çığlığı yükseltmekten başka bir şey olmamıştır: Biz gerçekten zalimlerdik.
M. Pickthall (English) No plea had they, when Our terror came unto them, save that they said: Lo! We were wrongdoers.
Yusuf Ali (English) When (thus) Our punishment took them, no cry did they utter but this: "Indeed we did wrong."(992)*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları