Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
(Ama) "Siz onları alay konusu edinmiştiniz (Hakka ve hayra çağıran mü’minleri terk edip, küçümseyip; zalimlerin ve hain kesimlerin peşine gitmiştiniz) ; öyle ki, (düşüncesiz ve dengesiz tarafgirliğiniz) size Benim Zikrimi (Kur’ani hüküm ve haberlerimi) unutturmuştu ve siz onlara gülüp duruyordunuz" (diye hatırlatılacaktır). |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Halbuki siz, onları alaya aldınız da sonunda beni anmayı unutturdu size bu hal ve siz onlara gülerdiniz. |
Abdullah Parlıyan Meali |
siz onları alaya alırdınız. O kadar ki, bu yaramaz haliniz, beni anmayı size büsbütün unutturdu ve hep o mü'minlere gülüp dururdunuz. |
Ahmet Tekin Meali |
“İşte siz onları alay konusu yaptınız. Alayınız size beni zikretmeyi, bana şükretmeyi, benim övünç kaynağı Kur'ân'ımı, benim şeriatımı unutturdu. Siz onlara alay yollu gülüyordunuz.” |
Ahmet Varol Meali |
Sizse onları alay konusu edinmiştiniz. Size benim zikrimi unutturdular ve siz onlara gülüyordunuz. |
Ali Bulaç Meali |
'Siz onları alay konusu edinmiştiniz; öyle ki, size benim zikrimi unutturdular ve siz onlara gülüp duruyordunuz.' |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Siz, onları, alaya aldınız. Nihayet bu hareketiniz, bana ibadet etmeyi size unutturdu. Onlara (istihza suretiyle) gülüyordunuz. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Siz onları o kadar horladınız ki, onlar size mesajımı almayı unutturdular. Çünkü siz onlara gülüyordunuz. (Onları hafife alıyordunuz.)” |
Bayraktar Bayraklı Meali |
109,110. “Çünkü kullarımdan bir topluluk, ‘Ey Rabbimiz! İnandık; bizi bağışla, bize merhamet et, sen çok merhametlisin' derdi de siz ise onlarla dalga geçerdiniz. Öyle ki, bu tavrınız size beni anmayı unutturmuştu. Siz onların yaptıklarına gülüyordunuz.” |
Cemal Külünkoğlu Meali |
109,110,111. “Hani vaktiyle kullarımın bir bölümü: ‘Ey Rabbimiz! Biz sana inandık, bizi bağışla, bize merhamet et, sen merhamet edenlerin en hayırlısısın!' diye dua ediyordu. Siz ise onlarla alay ediyordunuz. Bu yaptıklarınız size beni anmayı unutturuyordu. Onlara hep gülüyordunuz. Sabretmeleri sebebiyle, bugün ben onları mükâfatlandırdım. Şüphesiz onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.” |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
108,109,110,111. Allah: "Sinin orada! Benimle konuşmayın. Kullarımdan bir topluluk: "Rabbimiz! inandık, artık bizi bağışla, bize acı. Sen acıyanların en iyisisin" diyordu. Siz ise, onları alaya alıyordunuz. Bu yaptıklarınız size Beni anmayı unutturuyordu. Onlara hep gülüyordunuz. Sabretmelerine karşılık bugün onları mükafatlandırdım. Doğrusu onlar kurtulanlardır" der. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Siz ise onlarla alay ediyordunuz. O kadar ki onlar size beni anmayı unutturdu. Onlara hep gülüyordunuz. |
Diyanet Vakfı Meali |
İşte siz onları alaya aldınız; sonunda onlar (ile alay etmeniz) size beni yâdetmeyi unutturdu, siz onlara gülüyordunuz. |
Edip Yüksel Meali |
"Sizse onları alaya aldınız ve onlar yüzünden beni anmayı unuttunuz. Onlara gülüp duruyordunuz." |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
İşte siz onları alaya aldınız; sonunda bu davranışınız size beni yâd etmeyi unutturdu; çünkü siz onlara gülüyordunuz. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
siz onları mashara yerine tutunuz, hattâ size benim yâdımı unutturdular, onlara öyle gülüyordunuz |
Hasan Basri Çantay Meali |
Siz onları eğlence edindiniz. Hattâ bu, beni hatırlamayı size unutdurdu. Siz onlara (istihza ile) gülüyordunuz. |
Hayrat Neşriyat Meali |
“Hâlbuki (siz) onları eğlence edindiniz; tâ ki (onlar ile alay etmeniz) size beni anmayı unutturdu ve (siz) onlara gülüyordunuz.” |
İlyas Yorulmaz Meali |
Rableri ”Siz, bana inanan kullarımı alaya aldınız ve inananlara karşı gülüp eğlenmek, beni anmayı size unutturdu.” |
Kadri Çelik Meali |
“Siz onları alay konusu edinmiştiniz; Sonunda (bu müminler, alaylarınız sebebiyle) size benim zikrimi unutturdular ve siz onlara gülüp duruyordunuz.” |
Mahmut Kısa Meali |
“Siz onlarla hep alay ederdiniz. Onlara yaptığınız baskı ve işkenceler yüzünden kalpleriniz katılaştı. Bu durum, sonunda size Beni anmayı büsbütün unutturdu. Öyle ki, onların bu gıpta edilecek durumuna gülüyor, onlarla dalga geçip duruyordunuz!” |
Mehmet Türk Meali |
“Siz onlarla, Beni unutacak kadar (fazla) alay ediyor ve onların (durumuna) hep gülüşüp duruyordunuz,” |
Muhammed Esed Meali |
fakat siz onları alay konusu yaptınız; öyle ki, bu sonunda size Beni anmayı büsbütün unutturdu; 65 çünkü hep gülüp durdunuz onlara. |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Ne var ki siz onlarla alay ettiniz. En sonunda onlar(la alayınız) Benim mesajımı size unutturdu; üstelik bir de onların halini gülünç buluyordunuz.[2961]* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
«Halbuki, siz onlara maskara ittihaz ettiniz, tâ ki, bunlar (böyle maskaralıklarınız) size Beni yâd etmeyi unutturdular ve onlardan (istihzâ ile) güler kimseler olmuştunuz.» |
Suat Yıldırım Meali |
109, 110. Kullarımdan, bir kısmı “inandık ya Rabbî! Affet günahlarımızı, merhamet et bize, çünkü Sen merhamet edenlerin en iyisi, en hayırlısısın! ” dediklerinde, onları alaya alan sizler değil miydiniz! Sonunda sizin bu davranışlarınız Beni gönlünüzden geçirmeyi, Beni yâdetmeyi size unutturdu da, onlarla eğlenip durdunuz. |
Süleyman Ateş Meali |
Siz onlarla alay ettiniz, (sürekli onlarla uğraştığınız için onlar) size beni anmayı unutturdular. Siz daima onlara gülüyordunuz. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Siz de onları işletirdiniz; öyle ki, onlar size, beni hatırlamayı unutturmuştu. Onlara gülüp duruyordunuz. |
Şaban Piriş Meali |
Siz ise size benim zikrimi unutturana kadar onlarla alay ederdiniz. Siz onlara gülerdiniz. |
Ümit Şimşek Meali |
“Ve siz onları alaya alırdınız. Sonunda bu alaylarınız size Beni anmayı unutturdu da onlara gülüp durdunuz. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Siz onları alaya aldınız. Öyle ki, zikrimi/Kur'anımı size unutturdular. Siz onlara hep gülüyordunuz. |
M. Pickthall (English) |
But ye chose them from a laughing stock until they caused you to forget remembrance of Me, while ye laughed at them. |
Yusuf Ali (English) |
"But ye treated them with ridicule, so much so that (ridicule of) them made you(2947) forget My Message while ye were laughing at them!* |