Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Fakat onlar, (buna rağmen din) işlerini kendi aralarında (farklı) kitaplar halinde böldüler; her bir hizip (ekip-parti), kendi ellerinde olanla yetinip (beğenip) sevinmektedir. |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Fakat din hususunda ayrıldılar ve ayrılanlar, kendi kitaplarından başka kitapları inkar ettiler ve her bölük, kendi elindekine razı oldu, onunla övünmiye koyuldu. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Ama ne var ki, gerçek bu olmakla beraber toplumlar dinlerinde ve davalarında bölünüp paramparça oldular ve herbir gurup kendi sahip olduğu ilkelerle övünüp sevinip durmaktadırlar. |
Ahmet Tekin Meali |
İnsanlar, geçmiş mülga kitapları sahiplenerek, ideolojik cereyanlara kapılarak, aralarındaki düzenlerini, işlerini, birliklerini, güçlerini, yönetimlerini, ekonomilerini ve dinlerini parçaladılar. Her grup, kendisinde bulunan ile sevinip böbürlendi. |
Ahmet Varol Meali |
Ancak onlar aralarında işlerini (değişik) kitaplara ayırdılar. Her grup kendi yanında olanla sevinmektedir. |
Ali Bulaç Meali |
Ancak onlar, işlerini kendi aralarında (farklı) kitaplar halinde böldüler; her bir grup, kendi ellerinde olanla yetinip sevinmektedir. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Nihayet milletler, dinleri hususunda, aralarında parçalara bölündüler. Her fırka kendi din ve mezhebine güveniyor, hak olduğuna inanıyor. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Fakat aralarındaki birliği, değişik kitaplara dayanarak bozdular. Artık her bir grup, kendi yanındaki (kitap ve ayrı fikir) ile seviniyordur. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Ama insanlar, aralarındaki inanç bağını keserek kendi aralarında parça parça oldular. Her grup kendilerinde bulunan ile sevinip böbürlenmektedirler. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Fakat insanlar bu inanç birliğini yıkarak çeşitli gruplara ayrıldılar. Her grup kendi inanç sistemi ile övündü. * |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Ama insanlar din konusunda aralarında bölük bölük oldular. Her bölük kendi tuttuğu yoldan memnundur. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
(İnsanlar ise, din) işlerini kendi aralarında parça parça ettiler. Her grup kendinde bulunan ile sevinmektedir. |
Diyanet Vakfı Meali |
Ne var ki insanlar kendi aralarındaki işlerini parça parça böldüler. Her gurup kendilerinde bulunan (fikir ve davranış) ile sevinip böbürlenmektedirler. |
Edip Yüksel Meali |
Fakat, onlar işlerini çeşitli kitaplara ayırdılar. Her grup kendi yanında bulunandan hoşnut... |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Derken insanlar kendi aralarındaki işlerini parça parça böldüler. Her grup, kendinde bulunan ile sevinip böbürlendi. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Derken kumandalarını aralarında kitab kitab parçalaştılar, her hızib kendilerininkine güveniyor |
Hasan Basri Çantay Meali |
Fakat (o kavmler) dînlerde (muhtelif) fırkalara ayrılmak, her fırka kendi ellerindeki (nezdlerindeki dîn) ile böbürlenmek suretiyle parça parça oldular. |
Hayrat Neşriyat Meali |
Fakat (insanlar din husûsunda) işlerini kendi aralarında parça parça böldüler. Her kısım kendi yanında bulunan (din) ile memnundurlar. |
İlyas Yorulmaz Meali |
Kendi aralarında işlerini parçalara ayırıp guruplaşmışlar ve her gurup mensubu olduğuyla övünmektedir. |
Kadri Çelik Meali |
Ne var ki insanlar kendi aralarındaki işlerini (dinlerini) parça parça böldüler. Her gurup kendilerinde bulunan (dinleri) ile ferahlayıp sevinmektedir. |
Mahmut Kısa Meali |
Ama gel gör ki, bu Peygamberlerin izinden gittiğini iddia edenler, zamanla tevhidin özünden ayrıldılar ve korkunç bir taassubun pençesine düşerek, aralarındaki bu birliği parçalayıp, Yahudilik, Hıristiyanlık gibi ayrı isimler altında birbirlerine düşman gruplara ayrıldılar! Öyle ki, her grup, kendi kültürü, örf ve âdetleri, hurâfeleri ve dogmalarıyla yoğurup şekillendirdiği öğretinin mutlak hakîkat olduğunu iddia ederek, kendielindeki “dini” ile övünür hâle geldi. |
Mehmet Türk Meali |
Fakat insanlar, din konusunda aralarında bölük pörçük oldular. Her grup da kendi elinde kalanla sevinmeye başladı.1* |
Muhammed Esed Meali |
Ama [sizi izlediklerini söyleyen toplumlar] aralarındaki bu birliği bozup 29 parça parça oldular; her hizip [ancak] kendi benimsediği [öğretinin dar ve katı kalıpları] içinde rahat soluk alır oldu. 30 |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Bu (emre) karşın, onlar aralarındaki birliği darmadağın edip (hakikati) parçaladılar: Artık her hizip elindeki (parçayla) övünmekte![2933]* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Fakat ümmetler, fırka fırka olarak aralarında dinlerini parçaladılar. Her fırka kendi yanlarında olan ile mesrurlardır. |
Suat Yıldırım Meali |
Ama peygamberleri izlediklerini iddia eden ümmetler fırkalara ayrılıp bölük bölük oldular. Her grup, kendilerine ait görüşten ötürü memnun ve mutludur. |
Süleyman Ateş Meali |
Fakat işlerini aralarında parçalayıp, çeşitli Kitaplara ayırdılar. Her parti, kendi yanında bulunanla sevinmektedir. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Sonra kitaplar yazarak din işlerini aralarında parçaladılar. Her bir cemaatin taraftarı kendinde olanla övünmektedir. |
Şaban Piriş Meali |
İşlerini aralarında bölük bölük ayırdılar. Her grup kendi yanında olanla ferahlıyor. |
Ümit Şimşek Meali |
Fakat onlar işlerini parça parça ettiler; her topluluk kendisininkiyle övünüp durur. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Fakat onlar işlerini aralarında parçalayıp çeşitli zübürlere/kutsallaştırılmış hizip kitaplarına ayırdılar. Her hizip, yalnız kendi yanındakiyle sevinip övünmektedir. |
M. Pickthall (English) |
But they (mankind) have broken their religion among them into sects, each sect rejoicing in its tenets. |
Yusuf Ali (English) |
But people have cut off their affair (of unity), between them, into sects: each party rejoices in that which is with itself.(2910)* |