Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Nihayet, onların refahtan şımaran önde gelenlerini (yöneticilerini ve servet sahiplerini) azap ile yakalayıverdiğimiz zaman, onlar hemen feryadı basıp (özür dileyeceklerdir). |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Sonunda nimet içinde yaşayanlarını azaba uğrattığımız zaman feryada ve yalvarmaya başlarlar. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Sonunda her türlü konfor ve nimetler içinde yaşayanlarını azaba uğrattığımız zaman, birdenbire feryat ederek yardım dilerler. |
Ahmet Tekin Meali |
Nihayet, refah ve bolluk içinde olanlarını sıkıntıya, cezaya maruz bıraktığımızda, bakarsın ki, onlar feryad-ü figan ederek yalvarırlar. |
Ahmet Varol Meali |
Nihayet onların refah içinde olanlarını azapla yakaladığımızda derhal feryat ederler. |
Ali Bulaç Meali |
Nihayet, onların refahtan şımaran önde gelenlerini azab ile yakalayıverdiğimiz zaman, onlar hemen feryadı basacaklar. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Nihayet onların (zevke düşkün) elebaşlarını azab ile yakaladığımız zaman, çığlık kopararak yardım istiyeceklerdir. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Nihayet, onların azgınlarını azap içinde yakaladığımızda, onlar hemen çığlık atmaya başlarlar. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Sonunda şımarmış zenginlerini azapla yakaladığımız zaman feryat ederler. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Nihayet (onların) refah ve bolluk içinde olanlarını azapla kıskıvrak yakaladığımız zaman, bakmışsın ki feryat edip duruyorlar. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Sonunda şımarık varlıklılarını azabla yakaladığımız zaman feryat ederler. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Nihayet refah ve bolluk içinde olanlarını azapla kıskıvrak yakaladığımız zaman, bakmışsın ki feryat edip duruyorlar. |
Diyanet Vakfı Meali |
En nihayet, refah ve bolluk içinde olanlarını sıkıntıya (veya azaba) uğrattığımızda, bakarsın ki onlar feryadı basarlar. |
Edip Yüksel Meali |
Varlıklılarını cezaya çarptığımızda, yakınmaya başlarlar. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Nihayet, refah ve bolluk içinde olanlarını sıkıntıya uğrattığımızda, bakarsın ki onlar feryadı basarlar. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Nihayet refahlı olanlarını azâba çekiverdiğimiz zaman hemen feryada başlıyacaklardır |
Hasan Basri Çantay Meali |
Nihayet refah içinde olanlarını azâb ile yakaladığımız vakit onlar hemen feryâd ve istimdâd edeceklerdir. |
Hayrat Neşriyat Meali |
Nihâyet onların ni'met içinde olanlarını azâb ile yakaladığımız zaman, bir de bakarsın ki onlar feryâd ederler. |
İlyas Yorulmaz Meali |
Bunların önde gelenlerini azapla yakaladığımız zaman, hemen yalvarmaya başlarlar. |
Kadri Çelik Meali |
Nihayet onların refahtan şımaran önde gelenlerini azap ile yakalayıverdiğimiz zaman, onlar hemen feryadı basarlar. |
Mahmut Kısa Meali |
Nihâyet Biz, kendilerine bahşedilen nîmetlerle şımarıp azgınlaşan bu insanları son nefeslerinde çetin bir azapla yakalayınca; işte o zaman, hemen feryât edip yalvarmaya başlayacaklar. Fakat son pişmanlık fayda vermeyecek; onlara denilecek ki: |
Mehmet Türk Meali |
Sonunda onların en şımarıklarını azapla yakaladığımız zaman bir de bakarsın ki onlar hemen yalvarmaya başlarlar.1* |
Muhammed Esed Meali |
öyle ki, sonunda, onların arasından bolluk, genişlik içinde dalıp gitmiş olanları 36 azapla kıskıvrak yakaladığımız zaman yalvarıp yakarmaya başlayacaklar. |
Mustafa İslamoğlu Meali |
ta ki onların servet ve iktidarla şımarmış olanlarını azab ile çepeçevre kuşattığımız zamana dek; (ama), o zaman da onlar imdat çığlıkları atarlar.[2939]* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Nihâyet Biz onların ileri gelenlerini azap ile yakaladığımız zaman onlar o an bağırıp yalvarmağa başlarlar. |
Suat Yıldırım Meali |
En nihâyet onların refaha dalıp gitmiş olanlarını azapla kıskıvrak yakaladığımızda birden feryadı basarlar. * |
Süleyman Ateş Meali |
Nihayet varlıklılarını azab ile yakaladığımız zaman, hemen feryada başlarlar. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Onların şımarık olanlarını azaba alınca hemen çığlığı basarlar. |
Şaban Piriş Meali |
En sonunda onların zenginlerini ve liderlerini azapla yakaladığımız zaman, hemen feryadı basarlar. |
Ümit Şimşek Meali |
Nihayet onların refah içinde yüzenlerini azapla yakalayıveririz; işte o zaman feryada başlarlar. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Sonunda, servet ve refahla şımarmışlarını azapla yakaladığımızda, hemen bağırıp dövünmeye başlarlar. |
M. Pickthall (English) |
Till when We grasp their luxurious ones with the punishment, behold! they supplicate. |
Yusuf Ali (English) |
Until, when We seize in Punishment those of them who received the good things of this world, behold, they will groan in supplication! |