Hicr Suresi 3. Ayet


Arapça

ذَرْهُمْ يَأْكُلُواْ وَيَتَمَتَّعُواْ وَيُلْهِهِمُ الأَمَلُ فَسَوْفَ يَعْلَمُونَ


Türkçe Okunuşu

Zerhum ye’kulû ve yetemetteû ve yulhihimul emelu fe sevfe ya’lemûn(ya’lemûne).


Kelimeler

zer-hum onları bırak
ye'kulû yesinler
ve yetemetteû kitap
ve yulhi-him ve onları meşgul etsin, oyalasın
el emelu emel, ümit
fe o zaman, böylece
sevfe yakında, ileride
ya'lemûne bilirler

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali Onları bırak, (şimdilik) yesinler, yararlanıp eğlensinler ve onlar (boş) bir emel ve umutla oyalanıversinler. (Ama) İleride bileceklerdir.
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Bırak onları, yesinler, geçinsinler ve isteklere düşüp oyalansınlar, yakında bilecekler.
Abdullah Parlıyan Meali Şimdilik bırak onları kendi hallerine, yiyip içsinler, avunsunlar, ümitlere kapılsınlar çünkü çok geçmeden gerçeği öğrenecekler.
Ahmet Tekin Meali Şimdi onları bırak, yesinler, eğlensinler, boş ümitleri onları oyalayadursun. Âkıbetlerinin ne olacağını yakında öğrenecekler.*
Ahmet Varol Meali Bırak onları yesinler, yararlansınlar, emel (umut) onları oyalasın. Pek yakında bilecekler.
Ali Bulaç Meali Onları bırak; yesinler, yararlansınlar ve onları (boş) emel oyalayadursun. İlerde bileceklerdir.
Ali Fikri Yavuz Meali Ey Rasûlüm) o kâfirleri bırak yesinler, dünyalıkları ile zevk etsinler; emel kendilerini oyalaya dursun, sonra (başlarına gelecek musibeti) bilecekler.
Bahaeddin Sağlam Meali Bırak onları yesinler, yaşasınlar, arzu ve emeller onları oyalayıp dursun. Onlar yakında, (neyin ne olduğunu) bilecekler.
Bayraktar Bayraklı Meali Bırak onları, yesinler, eğlensinler ve boş ümitler onları oyalayadursun. İleride yaptıklarının yanlış olduğunu bilecekler.
Cemal Külünkoğlu Meali (Şimdi) kendi hallerine bırak onları, yiyip (içsinler), avunsunlar, ihtiraslarıyla oyalansınlar; nasıl olsa günü gelince bilecekler.*
Diyanet İşleri Meali (Eski) Bırak onları yesinler, zevk alsınlar; ümit onları avundursun; ilerde öğrenecekler.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Bırak onları yesinler (içsinler), yararlansınlar; emelleri onları oyalayadursun. İleride (gerçeği) bilecekler.
Diyanet Vakfı Meali Onları bırak; yesinler, eğlensinler ve boş ümit onları oyalayadursun. (Kötü sonucu) yakında bilecekler!
Edip Yüksel Meali Bırak onları, yesinler, eğlensinler ve umutlarıyla oyalansınlar; mutlaka öğreneceklerdir.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Onları bırak yesinler, içsinler, zevk alsınlar; arzu onları oyalasın ilerde bileceklerdir.
Elmalılı Meali (Orjinal) Bırak onları yesinler içsinler, zevketsinler, emel, kendilerini egliye dursun, sonra bilecekler
Hasan Basri Çantay Meali Bırak onları (kendi hallerine): Yesinler, faydalansınlar (eğlensinler), onlar emel oyalaya dursun. Sonra bilecekler onlar.
Hayrat Neşriyat Meali Onları bırak, yesinler (içsinler), zevk etsinler ve emel, onları oyalaya dursun; artık(yaptıklarının âkıbetini) ileride bilecekler!
İlyas Yorulmaz Meali Onları bırak yesinler, dünyada elde ettikleri ile yaşasınlar ve kendilerine has hayalleri (düşünceleri) onları oyalasın. Daha sonra (böyle olmadığını) öğrenecekler.
Kadri Çelik Meali Onları bırak; yesinler, yararlansınlar ve onları (boş) emel oyalayadursun. İlerde bileceklerdir.
Mahmut Kısa Meali O hâlde, ey Müslüman! Onları şimdilik kendi hallerine bırak;hayvanlar gibi yiyip içip zevklensinler ve sonu gelmeyen hevesleri, doymak bilmeyen arzuları, gözlerini kör eden ihtirâsları ve boş ümitleri onları oyalasın dursun; bu gidişin sonunda, kendilerini nasıl bir felâketin beklediğini yakında öğrenecekler! Şimdilik, doğru yola yönelmeleri için onlara azıcık daha mühlet vereceğiz, fakat vakti gelince işlerini bitireceğiz. Unutma ki:
Mehmet Türk Meali Bırak onları; yesinler, eğlensinler ve (boş) ümitler onları oyalayadursun. İleride (bunların sonunun nereye varacağını) bilecekler.
Muhammed Esed Meali (Şimdi) kendi hallerine bırak onları, yiyip (içsinler), avunsunlar; bu arada [boş hazların] umudu aldatıp oyalasın onları; nasıl olsa günü gelince [gerçeği] öğrenecekler.
Mustafa İslamoğlu Meali Kendi hâline bırak onları; yesinler, geçici hazlarla avunsunlar, oyalasın onları boş umutlar: nasıl olsa zamanı gelince (gerçeği) öğrenecekler.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Onları bırak, yesinler ve faidelensinler ve onları arzuları oyalayadursun. Artık yakında bileceklerdir.
Suat Yıldırım Meali Bırak onları, yesin içsinler, zevklerine düşsünler, arzu ve emelleri kendilerini oyalaya dursun. Yakında bilecekler! [77, 46]
Süleyman Ateş Meali Bırak onlar yesinler, eğlensinler; arzu onları oyalasın. Yakında (yaptıklarının kötü sonucunu) bileceklerdir.
Süleymaniye Vakfı Meali Bırak onları yesin-içsin hayatın tadını çıkarsınlar, beklentileri kendilerini oyalasın; nasıl olsa yakında öğrenecekler.
Şaban Piriş Meali Onları bırak, yesinler, eğlensinler, beklentileri onları oyalasın. Nasıl olsa öğrenecekler.
Ümit Şimşek Meali Bırak onları yesinler, nasiplensinler, emellerle avunsunlar—yakında öğrenecekler.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Bırak onları yesinler, nimetlenip zevk etsinler ve sonu gelmez arzu kendilerini oyalasın. Ama yakında bilecekler.
M. Pickthall (English) Let them eat and enjoy life, and let (false) hope beguile them. They will come to know!
Yusuf Ali (English) Leave them alone, to enjoy(1936) (the good things of this life) and to please themselves: let (false) hope amuse them: soon will knowledge (undeceive them).(1937)*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları