Hicr Suresi 85. Ayet


Arapça

وَمَا خَلَقْنَا السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا إِلاَّ بِالْحَقِّ وَإِنَّ السَّاعَةَ لآتِيَةٌ فَاصْفَحِ الصَّفْحَ الْجَمِيلَ


Türkçe Okunuşu

Ve mâ halaknes semâvâti vel arda ve mâ beynehumâ illâ bil hakk(hakkı), ve innes sâate le âtiyetun fasfehıs safhal cemîl(cemîle).


Kelimeler

ve mâ halaknâ ve biz yaratmadık
es semâvâti semalar, gökler
ve el arda ve arz, yeryüzü
ve mâ beyne-humâ ve bu ikisinin arasındaki şeyler
illâ ancak, sadece
bi el hakkı hak ile, gerçekle
ve inne es sâate ve muhakkak ki o saat (kıyâmet)
le âtiyetun mutlaka, elbette gelecek
fasfah (fe ısfah) artık, müsamaha göster, iyi muamele et
es safha el cemîle güzel (bir) şekilde yüz çevirmek

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali Biz gökleri, yeri ve her ikisinin arasındakilerini Hakkın (Vahdet ve kudret eserlerimizi izhar ve kullarımı imtihan sırrının) dışında (herhangi bir amaçla) yaratmış değiliz. Hiç şüphesiz (kıyamet ve hesap görmek için takdir edilen) o saat de yaklaşarak-gelmektedir; öyleyse (artık Sen onlara karşı) güzel muamele ve tebliğde bulun (gerisini dert etme, gereksiz tartışma ve kışkırtmalardan) yüz çevir.
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Ve biz, gökleri ve yeryüzünü abes olarak halketmedik ve kıyamet, mutlaka gelecektir, aldırış bile etme, bir hoşça vaz geç onlardan şimdilik.
Abdullah Parlıyan Meali Biz gökleri, yeri ve herikisi arasında olan şeyleri, boş yere ve gerçek dışında bir amaçla yaratmadık. Muhakkak ki, o kıyamet saati de mutlaka gelecektir. Bunun içindir ki, sen onlara aldırış bile etme, güzel bir bağışlama ile bağışla.
Ahmet Tekin Meali Biz gökleri, yeri ve ikisinin arasındaki varlıkları ve imkânları, ancak, haklı bir gerekçe ile, hikmete dayalı, hesaplı bir düzen içinde yarattık. Kıyametin kopacağı an mutlaka gelecek, sana ve dinine karşı, hesaplı, planlı düşmanlık edenleri Allah dünyada mutlaka cezalandıracaktır. Şimdi sen onlara, azarlamadan, kınamadan yumuşak davran ve güzel muamele et.*
Ahmet Varol Meali Gökleri, yeri ve bunların arasındakileri ancak hak ile yarattık. Şüphesiz o (kıyamet) saat(i) de gelecektir. Şimdi sen güzel bir hoşgörü göster.
Ali Bulaç Meali Biz, gökleri, yeri ve her ikisinin arasındakilerini hakkın dışında (herhangi bir amaçla) yaratmadık. Hiç şüphesiz o saat de yaklaşarak-gelmektedir; öyleyse (onlara karşı) güzel davranışlarda bulun.
Ali Fikri Yavuz Meali Biz göklerle Arzı ve aralarındaki şeyleri ancak hak ve hikmetle yarattık. (boşuna değil)... Elbetteki kıyamet gelecektir. Şimdi sen onlardan yüz çevir veya güzel muamelede bulun (Allah cezalarını verecektir.) Not: Bu âyeti kerime Kıtal âyeti ile nesh edilmiştir.
Bahaeddin Sağlam Meali Çünkü Biz, gökleri ve yeri ve aralarındakileri, ancak hak ve hakikat ile yarattık. (Anlamsız, boş olarak yaratmadık.) Şüphesiz kıyamet gelecektir. (Her şey değerlendirilecektir.) Onun için sen güzel bir şekilde davran!
Bayraktar Bayraklı Meali Biz gökleri, yeri ve bunlar arasında bulunanları bir amaç için yarattık. O saat de mutlaka gelecektir. Şimdi sen onlara karşı iyice tedbirli ol!
Cemal Külünkoğlu Meali Biz gökleri, yeri ve ikisi arasındaki varlıkları elbette ki boşuna değil, gerçek bir gaye ve hikmetle yarattık. Kıyamet günü mutlaka gelecektir. O halde onların küstahlıklarını soylu bir umursamazlıkla karşıla!
Diyanet İşleri Meali (Eski) Biz, gökleri, yeri ve her ikisi arasında bulunanları gereğince yarattık. Kıyamet günü şüphesiz gelecektir. O halde yumuşak ve iyi davran.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Biz, gökleri, yeri ve her ikisi arasında bulunanları ancak hakka ve hikmete uygun olarak yarattık. Kıyamet günü mutlaka gelecektir. Sen şimdi güzel bir şekilde hoşgörü ile muamele et.
Diyanet Vakfı Meali Biz gökleri, yeri ve ikisinin arasındakileri ancak hak ile yarattık. O saat (kıyamet), mutlaka gelecektir. Şimdilik onlara güzel muamele et.
Edip Yüksel Meali Biz, gökleri, yeri ve aralarındaki şeyleri belli bir amaç için yarattık. O saat (dünyanın sonu) elbette gelecektir, öyleyse onlara güzel ve yumuşak davran.*
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Biz gökleri, yeri ve aralarındaki varlıkları ancak hak ve hikmetle yarattık ve elbette ki, kıyamet kopacaktır. (Ey Peygamber!) Şimdi sen onlara yumuşak davran ve güzel muamele et.
Elmalılı Meali (Orjinal) Öyle ya biz Samavât-ü Arzı ve mabeynlerini ancak hakkile halkettik ve elbette saat muhakkak gelecek, şimdi sen safhı cemil ile muamele et
Hasan Basri Çantay Meali Gökleri, yeri ve aralarındaki şeyleri biz hak (ve hikmete uygun) olmayarak (şer ve fesadın devam etmesi için) yaratmadık. Elbette o saat gelecekdir. Şimdilik sen aldırış etme, (onlara karşı) güzel (ve tatlı muaamelede) bulun.
Hayrat Neşriyat Meali (Biz) gökleri ve yeri ve ikisi arasında bulunanları da ancak hak ile (gerektiği şekilde) yarattık. Şübhesiz kıyâmet ise mutlaka gelicidir;(1) (ey Resûlüm!) O hâlde (onlara şimdilik) güzel muâmele ederek aldırma!*
İlyas Yorulmaz Meali Gökleri, yeri ve ikisinin arasındakileri en uygun şekilde biz yarattık. Elbetteki hesap vakti gelecek. O halde güzel bir olgunlukla, olaylara tahammüllü (olgun) ol.
Kadri Çelik Meali Biz, gökleri, yeri ve her ikisinin arasındakileri hak dışında (herhangi bir amaçla) yaratmadık. Hiç şüphesiz o saat (kıyamet) de mutlaka gelecektir; öyleyse güzel bir hoşgörüyle hoş gör (göz yum)!
Mahmut Kısa Meali Biz gökleri, yeri ve bunların arasındakileri,ancak hak, hukuk ve adâlet esaslarına göre, belli bir hikmet ve amaç doğrultusunda ve şaşmaz kanunlara bağlı mükemmel bir sistem hâlinde, yani hak ile yarattık. İşte bunun içindir ki, mutlak adâletin gerçekleşeceği Son Saat muhakkak gelecek ve her hak sahibine, hak ettiği karşılık tam olarak verilecektir. O hâlde, ey Müslüman! Allah’ın ayetleriyle henüz tanışmamış olan bu insanlaraKur’an’ı duyurmaya devam et! Onların kaba ve sert davranışlarına karşı, mümine yakışan bir edep ve olgunlukla cevap ver ve onlaragüzellikle davran. Üzerine düşeni yaptıktan sonra, Rabb’inin hükmüne güven:
Mehmet Türk Meali Biz gökleri, yeri ve her ikisinin arasındakileri şaşmaz (kural)larla yarattık. Şüphesiz kıyametin vakti de yaklaşmaktadır. (Ey Muhammed!) Şimdi sen (onlara) yumuşak davran ve güzel muamele et.
Muhammed Esed Meali İMDİ, [unutma ki,] Biz gökleri ve yeri ve bu ikisi arasında var olan her şeyi, onları [içsel] bir gerçekliğe bağlı kılmadan yaratmadık; 60 [Bu gerçeğin bütünüyle apaçık ortaya çıkacağı] Saat mutlaka gelecektir. Bunun içindir ki, [insanların kusurlarını] güzel, katıksız bir olgunlukla karşıla:
Mustafa İslamoğlu Meali İMDİ Biz, gökleri, yeri ve o ikisi arasındakileri başka değil, sadece mutlak hakikate atıf olsunlar için yarattık. Şu da bir gerçek ki, Son Saat kesinlikle gelecektir. Şu hâlde (onlara) hoşgörüyle karşılık ver.[2071]*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Ve semaları ve yeri ve aralarında olanları yaratmadık, ancak hak ile yarattık ve Kıyamet anı da elbette gelecektir. Artık sen güzel bir kaçınmakla kaçın. Onlardan yüz çevir.
Suat Yıldırım Meali Öyle ya, Biz gökleri, yeri ve bu ikisinin aralarında bulunan varlıkları elbette boşuna değil, gerçek bir gaye ve hikmetle yarattık. Hiç şüphe yok ki o kıyamet saati gelip çatacaktır. Öyleyse müsamaha ile tatlılıkla davran onlara. [23, 115-116; 38, 27; 53, 31; 43, 89]
Süleyman Ateş Meali Biz gökleri yeri ve bunlar arasında bulunanları hak ile yarattık; (gerçeğin ortaya çıkacağı) o sa'at, mutlaka gelecektir! Şimdi sen güzel bir hoşgörü ile hareket et.
Süleymaniye Vakfı Meali Gökleri, yeri ve bu ikisi arasında olanları başka şekilde değil sadece gerçek varlıklar olarak yarattık. Kıyamet saati nasıl olsa gelecektir. Öyleyse onlara hoş görülü[*] ve güzel davran.*
Şaban Piriş Meali Biz, gökleri, yeri ve arasındakileri ancak hak ile yarattık. Kıyamet elbette gelecektir. Öyleyse (kavminden) güzel bir ayrılışla ayrıl.
Ümit Şimşek Meali Biz gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri ancak hak ile yarattık. Kıyamet günü de mutlaka gelecektir; onun için sen hoşgörülü ol ve onları bağışla.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Biz gökleri, yeri ve bunların arasındakileri hak olarak yarattık. O saat elbette gelecektir. Şimdi sen, uzanan elleri tut, güzel davran.
M. Pickthall (English) We created not the heavens and the earth and all that is between them save with truth, and lo! the Hour is surely coming. So forgive, O Muhammad, with a gracious forgiveness.
Yusuf Ali (English) We created not the heavens, the earth, and all between them, but for just ends.(2005) And the Hour is surely coming (when this will be manifest). So overlook (any human faults) with gracious forgiveness.(2006)*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları