Vâkıa Suresi 65. Ayet


Arapça

لَوْ نَشَاء لَجَعَلْنَاهُ حُطَامًا فَظَلَلْتُمْ تَفَكَّهُونَ


Türkçe Okunuşu

Lev neşâu le cealnâhu hutâmen fe zaltum tefekkehûn(tefekkehûne).


Kelimeler

lev eğer, ise
neşâu dileriz
le mutlaka, elbette, muhakkak
cealnâ-hu onu kıldık
hutâmen kuru ot, çer çöp
fe zaltum tefekkehûne o zaman siz faydalanamazdınız, şaşırıp kalırdınız

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali Eğer dilemiş olsaydık, gerçekten onu (kurumuş) bir ot kırıntısı kılardık; böylelikle şaşar-kalırdınız.
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Dilersek elbette onu kurutup çerçöp haline getirirdik de şaşırırkalır, nadim olurdururdunuz.
Abdullah Parlıyan Meali Çünkü dileseydik, onu olgunlaşmadan kuru bir çöpe döndürürdük ve siz hayret ve dehşet içinde kalırdınız.
Ahmet Tekin Meali Sünnetimizin, düzenimizin yasaları içinde, irademizin tecellisine uygun olsaydı, onu kuru bir çöp haline getirirdik. Şaşırır, hayret eder dururdunuz!
Ahmet Varol Meali Dileseydik onu kuru bir çöp yapardık siz de şaşırıp kalırdınız.
Ali Bulaç Meali Eğer dilemiş olsaydık, gerçekten onu bir ot kırıntısı kılardık; böylelikle şaşar-kalırdınız.
Ali Fikri Yavuz Meali Dileseydik o ekini çörçöp haline getirirdik de şöyle gevelerdiniz:
Bahaeddin Sağlam Meali İsteseydik, onu (verimsiz) bir çerçöp yapardık. Siz de seyredip dururdunuz.
Bayraktar Bayraklı Meali 63,64,65,66,67. Düşündünüz mü ektiklerinizi? Siz mi onları ekin haline getiriyorsunuz yoksa biz mi? Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık da şaşar kalırdınız. “Doğrusu borç altına girdik, daha doğrusu biz yoksul kaldık” derdiniz.
Cemal Külünkoğlu Meali 65,66,67. Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık da şaşkınlık içinde (şöyle) geveleyip dururdunuz: “Muhakkak biz çok ziyandayız (emeklerimiz boşa gitti). Hatta büsbütün yoksun bırakıldık!”
Diyanet İşleri Meali (Eski) 65,66,67. Dilersek Biz onu çerçöp yaparız, şaşar kalırsınız; "Doğrusu borç altına girdik, hatta yoksun kaldık".
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık da şaşkınlık içinde şöyle geveleyip dururdunuz:
Diyanet Vakfı Meali Dileseydik onu kuru bir çöp yapardık da şaşar kalırdınız.
Edip Yüksel Meali Dileseydik onu samana çevirirdik de siz şaşardınız:
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık. Hayret eder dururdunuz.
Elmalılı Meali (Orjinal) Onları elbet bir çöpe çeviriverdik de şöyle geveler dururdunuz:
Hasan Basri Çantay Meali Eğer dileseydik muhakkak ki onu (tohumsuz) bir ot kırıntısı yapardık da siz de şaşakalırdınız.
Hayrat Neşriyat Meali Dileseydik onu elbette kuru bir çöp yapardık da şaşar kalırdınız.
İlyas Yorulmaz Meali Biz dilersek, o yetiştirdiklerimizi kupkuru bir ot haline getiririz ve sizde şaşıp kalırsınız da.
Kadri Çelik Meali Eğer dilemiş olsaydık, gerçekten onu bir ot kırıntısı kılardık da böylelikle şaşar kalırdınız.
Mahmut Kısa Meali Dileseydik, hepsini daha olgunlaşmadan kurumuş çerçöp hâline getirirdik de, şaşırıp kalırdınız:
Mehmet Türk Meali 65,66,67. Eğer dilersek onu kesinlikle bir çör-çöp yapardık ve siz de: “Eyvah! Mahvolduk, daha doğrusu biz çok zarardayız!” diye, geveler dururdunuz.
Muhammed Esed Meali [Çünkü,] dileseydik, onu kuru bir çöpe döndürürdük ve siz hayret [ve dehşet] içinde kalırdınız:
Mustafa İslamoğlu Meali Eğer isteseydik, onu çürüyüp un ufak olmuş bir ahşap kalıntısına çevirirdik de, şaşakalır (ve derdiniz ki):
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Eğer dilese idik onu elbette bir ot kırıntısı yapardık. Artık siz, şaşırır dururdunuz.
Suat Yıldırım Meali Eğer isteseydik onu kuru çöp haline getirirdik, siz de şaşıp kalır, pişman olurdunuz:
Süleyman Ateş Meali Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık, sızlanıp dururdunuz:
Süleymaniye Vakfı Meali Onları kuru ota dönüştürmeyi tercih edersek dönüştürürüz, o zaman da şaşırıp kalırsınız.
Şaban Piriş Meali Dilersek, onu çör çöp yaparız da şaşırıp kalırsınız.
Ümit Şimşek Meali Dileseydik onu kupkuru çöp yapardık da geveler dururdunuz:
Yaşar Nuri Öztürk Meali Dileseydik, onu kuru bir çöl haline getirirdik de başlardınız şu şekilde gevelemeye:
M. Pickthall (English) If We willed, We verily could make it chaff, then would ye cease not to exclaim:
Yusuf Ali (English) Were it Our Will, We could crumble it to dry powder, and ye would be left in wonderment,

İslam Vakti Mobil Uygulamaları