Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
"Göğsüm sıkışıyor, dilim dönmüyor; bundan dolayı (kardeşim) Harun'a da (elçilik görevini bildirmesi için Cibril'i) gönder (ki bana yardımcı olsun, dileğini iletmişti.) " |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Gönlüm daralır, dilim açılmaz, sen Harun'u gönder. |
Abdullah Parlıyan Meali |
ve göğsüm daralıyor ve dilim dönmüyor. Kardeşim Harûn'a da peygamberlik vererek bana yardımcı kıl. |
Ahmet Tekin Meali |
“Göğsüm daralıyor, dilim dönmüyor. Hârûn'a da, özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere peygamberlik, elçilik görevi ver.”* |
Ahmet Varol Meali |
Ayrıca göğsüm daralıyor ve dilim açılmıyor. Bundan dolayı Harun'a (da Cebrail'i) gönder. |
Ali Bulaç Meali |
'Göğsüm sıkışıyor, dilim dönmüyor; bundan dolayı Harun'a da (elçilik görevini bildirmesi için Cibril'i) gönder.' |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Hem (beni tekzib etmelerinden) canım sıkılır, dilim açılmaz. Onun için Hârun'a da peygamberlik ver (ve onu tebliğ için bana arkadaş yap). |
Bahaeddin Sağlam Meali |
“Gönlüm daralıyor, dilim açılmıyor. Sen bu görevi Harun’a ver.” |
Bayraktar Bayraklı Meali |
“Bu durumda içim daralır, dilim dönmez. Onun için Hârûn'a da peygamberlik ver!” |
Cemal Külünkoğlu Meali |
12,13,14. Musa, şöyle dedi: “Ey Rabbim! Onların beni yalanlamalarından korkuyorum. (Bundan dolayı) içim daralır, akıcı konuşamam. Onun için, Harun'a da peygamberlik ver (ve onu bana yardımcı yap)! Bir de (genç yaşımda Kıptî'nin ölümüne sebep olduğumdan dolayı) onların bana isnat ettikleri bir suç var. Bu yüzden onların beni öldürmelerinden korkuyorum.” * |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
12,13,14. Musa: "Rabbim! Doğrusu beni yalanlamalarından korkuyorum; göğsüm daralıyor, dilim açılmıyor. Onun için Harun'a da elçilik ver. Onların bana isnat ettikleri bir suç da vardır. Beni öldürmelerinden korkuyorum" demişti. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
“Göğsüm daralır. Akıcı konuşamam. Onun için, Hârûn’a da peygamberlik ver (ve onu bana yardımcı yap).”[396]* |
Diyanet Vakfı Meali |
(Bu durumda) içim daralır, dilim dönmez; onun için Harun'a da elçilik ver. |
Edip Yüksel Meali |
"Göğsüm daralıyor, dilim açılmıyor; kardeşim Harun'u gönder." |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
"Ve göğsüm daralır, dilim dönmez, onun için Harun'a da elçilik ver." |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
ve Göğsüm daralır, dilim açılmaz, onun için Harûna da risalet ver |
Hasan Basri Çantay Meali |
«Benim de göğsüm daralır, dilim açılmaz. Onun için Hâruuna (Cebrâili) gönder (ona da peygamberlik ver)». |
Hayrat Neşriyat Meali |
“Ve göğsüm daralır, dilim açılmaz; onun için (bana yardımcı olmak üzere)Hârûn'a da peygamberlik ver!” |
İlyas Yorulmaz Meali |
“Göğsüm daralır ve dilim konuşmaz olur. Harun'u benimle beraber gönder.” |
Kadri Çelik Meali |
“Göğsüm sıkışmakta, dilim dönmemektedir; bundan dolayı Harun'a da (vahiy) gönder.” |
Mahmut Kısa Meali |
“Öfke ve heyecandan yüreğim daralır; üstelik dilimde tutukluk var. Güzel ve etkili konuşamıyorum. Bunun için, bana yardımcı olarak ağabeyimHârûn’a da elçilik görevi ver yâ Rab!” |
Mehmet Türk Meali |
(Ve devamla): “(Sonra) içim daralır, dilim dönmez, onun için Hârûn’a da elçilik ver.”1* |
Muhammed Esed Meali |
ve göğsümün daralacağından ve dilimin dolaşacağından (korkuyorum); bu yüzden, [bu emri] Harun'a 8 tevdî et. |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Bundan dolayı göğsüm daralacak, dilim dolaşacaktır: işte bu yüzden Harun’a (da) elçilik ver![3179]* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Ve göğsüm daralır ve dilim açılmaz, artık Harun'a da risâlet ver.» |
Suat Yıldırım Meali |
12, 13. “Ya Rabbî” dedi, “Korkarım ki beni yalancı sayarlar, benim de göğsüm daralır, dilim tutulur. Onun için Harun'a da risalet ver! ” [28, 34; 20, 29] {KM, Çıkış 4, 10-14} |
Süleyman Ateş Meali |
Göğsüm daralıyor, dilim açılmıyor (tutukluk yapıyor), onun için Harun'a da elçilik ver." |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Benim göksüm daralır, dilim tutulur; sen Harun’u elçi yap. |
Şaban Piriş Meali |
Göğsüm daralır, dilim açılmaz. Onun için Harun'a da peygamberlik ver. |
Ümit Şimşek Meali |
“Göğsüm daralır, dilim tutulur. Onun için Harun'a da peygamberlik ver. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
"Göğsüm daralıyor, dilim açılmıyor. Görev emrini Hârun'a gönder." |
M. Pickthall (English) |
And I shall be embarrassed, and my tongue will not speak plainly, therefor send for Aaron (to help me). |
Yusuf Ali (English) |
"My breast will be straitened.(3145) And my speech may not go (smoothly): so send unto Aaron.* |