Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Şüphesiz, bunda bir ayet (ibret ve işaret) vardır; ancak onların çoğu mü'min (iman edici) değildirler. |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Bunda bir delil var elbette ve çoğu inanmaz gene de. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Şüphesiz bunda insanlar için çıkarılacak bir ders vardır. Fakat onların çoğu inanmazlar. |
Ahmet Tekin Meali |
Bunlarda, Allah'ın kudretine, ilmine, hikmet sahibi olduğuna işaretler, insanlar için ibretler vardır. Ama onların çoğu, mü'min olacak değildi. |
Ahmet Varol Meali |
Şüphesiz bunda bir ayet vardır. Ancak onların çoğu iman etmezler. |
Ali Bulaç Meali |
Şüphesiz, bunda bir ayet vardır; ancak onların çoğu mü'min değildirler. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Şüphesiz ki bu nebatları bitirmekte (Allah'ın kudretine, merhamet ve nimetinin genişliğine delâlet eden) bir alâmet vardır. Bununla beraber onların çoğu mümin olmadılar. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Şüphesiz bunda, önemli bir ayet vardır. Fakat onların çoğu inanmadılar. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Şüphesiz bunda yaratıcının varlığına dair kesin delil vardır; ama çoğu iman etmezler. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Şüphesiz bunların her birinde (Allah'ın kudretine işaret eden) bir delil vardır. Fakat yine de onların çoğu inanmamaktadır. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Şüphesiz bunlarda Allah'ın kudretine işaret vardır, ama çoğu inanmazlar. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Şüphesiz bunlarda (Allah’ın varlığına) bir delil vardır, ama onların çoğu inanmamaktadırlar. |
Diyanet Vakfı Meali |
Şüphesiz bunlarda (Allah'ın kudretine) bir nişâne vardır; ama çoğu iman etmezler. |
Edip Yüksel Meali |
Bunda bir işaret vardır. Ama çokları inanacak değildir. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Şüphesiz ki bunda mutlak bir âyet (nişane) vardır; ama onların çoğu iman etmezler. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Şübhesiz ki bunda mutlak bir âyet var, hemde ekserîsi mü'min olmadı |
Hasan Basri Çantay Meali |
Şübhesiz ki bunlardan (Hakkın kemâl-i kudretine) elbet birer, nişane vardır. (Fakat) onların çoğu îman edici değildirler. |
Hayrat Neşriyat Meali |
Şübhesiz bunda, (Allah'ın kudretine) apaçık bir delil vardır. Buna rağmen onların çoğu îmân etmiş kimseler değildir. |
İlyas Yorulmaz Meali |
Bunlarda alınacak ibretler, işaretler var. Ama onların pek çoğu inanmış değillerdir. |
Kadri Çelik Meali |
Şüphesiz onda (yararlı çiftlerde) bir ayet vardır; ancak onların çoğu mümin değillerdir. |
Mahmut Kısa Meali |
Hiç kuşkusuz bunda, Allah’ın varlığını, rab ve ilah olarak birliğini, kudret ve merhametini gözler önüne seren apaçık bir delil, bir işâret vardır fakat insanların çoğu, yine de inanmamakta ısrar ediyorlar. |
Mehmet Türk Meali |
Şüphesiz bunda, (insanlar için) bir ibret vardır; ama onların çoğu (hâlâ) inanmadılar.1* |
Muhammed Esed Meali |
Şüphesiz, bunda [insanlar için çıkarılacak] bir ders vardır; ama onlardan çoğu [buna] inanmazlar. |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Elbet bunda da alınacak bir ders mutlaka vardır; fakat insanların çoğu yine de inanmayacaklardır:[3174]* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Şüphe yok ki, bunda elbette bir ibret vardır. Halbuki, onların ekserisi imân etmiş kimseler olmadı. |
Suat Yıldırım Meali |
Elbette bunda alınacak ibret vardır; fakat onların ekserisi ibret alıp da iman etmezler. |
Süleyman Ateş Meali |
Şüphesiz bunda bir ibret vardır, ama yine çokları inanıcı değillerdir. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
İşte bunda tam bir ibret vardır ama bunlardan çoğu inanacak değillerdir. |
Şaban Piriş Meali |
İşte bunda da bir işaret vardır. Buna rağmen onların çoğu inanacak değildir. |
Ümit Şimşek Meali |
İşte bunda bir âyet vardır. Fakat onların çoğu yine iman etmez. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Bunda elbette bir mucize var, fakat onların çoğu mümin değiller. |
M. Pickthall (English) |
Lo! herein is indeed a portent; yet most of them are not believers. |
Yusuf Ali (English) |
Verily, in this is a Sign: but most of them do not believe. |