Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Ve üzerlerine (öylesine şiddetli ve dehşetli) bir yağmur yağdırdık; ki uyarılıp-korkutulanların (azap) yağmuru ne kötü (olduğunu sonunda görmüşlerdi). |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Üstlerine öylesine bir yağmur yağdırdık ki, ne de kötüdür korkutulanlara yağdırılan yağmur. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Üzerlerine pişirilmiş taşlardan, felaket yağmuru yağdırdık. Uyarıldıkları halde, uslanmayanların maruz kaldığı yağmur, gerçekten de ne kötüydü. |
Ahmet Tekin Meali |
Üzerlerine dehşetli bir yağmur, taş yağdırdık. Sorumluluk hesap ve ceza hatırlatılarak uyarılanların yağmuru ne berbat bir yağmurdu. |
Ahmet Varol Meali |
Üzerlerine de bir yağmur yağdırdık. Uyarılanların [4] yağmurları ne kötü idi!* |
Ali Bulaç Meali |
Ve üzerlerine bir yağmur yağdırdık; uyarılıp-korkutulanların yağmuru ne kötü. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Üzerlerine (kızgın lâvlardan ibaret) taş yağmuru yağdırdık. İşte bak, azabla korkutulanların yağmuru ne kötüdür!... |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Ve onların başına (bir bela) yağdırdık. İşte, uyarılanlara yağan bela ne kötü bir şeydir! |
Bayraktar Bayraklı Meali |
172,173. Sonra diğerlerini yerle bir ettik. Üzerlerine bir yağmur yağdırdık. Ne kötü bir yağmurdu, o uyarılanların yağmuru! |
Cemal Külünkoğlu Meali |
172,173. Sonra (Lut'un karısıyla) diğerlerini helâk ettik. Üzerlerine (dehşetli) bir yağmur yağdırdık. Uyarıldığı halde yola gelmeyenlerin yağmuru ne kötüdür. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Üzerlerine de yağmur yağdırdık. Uyarılan fakat yola gelmeyenlerin yağmuru ne kötü idi! |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Onların üzerine bir yağmur (gibi taş) yağdırdık. (Başlarına gelecekler konusunda) uyarılanların yağmuru ne kadar da kötü idi![400]* |
Diyanet Vakfı Meali |
Üzerlerine öyle bir yağmur yağdırdık ki... Uyarılanların (fakat yola gelmeyenlerin) yağmuru ne de kötü! |
Edip Yüksel Meali |
Üzerlerine bir çeşit yağmur yağdırdık; uyarılanların yağmuru ne felaketli bir yağmurdur. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Ve üzerlerine öyle bir yağmur yağdırdık ki, (uyarılanların) o yağmuru ne kötü bir yağmurdu! |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Ve üzerlerine öyle bir yağmur yağdırdık ki ne fena idi o münzerin yağmuru |
Hasan Basri Çantay Meali |
Üstlerine öyle bir yağmur yağdırdık ki. (Bak) inzâr edilenlerin yağmuru ne kötüdür! |
Hayrat Neşriyat Meali |
Üzerlerine (taştan) bir yağmur yağdırdık! Artık o korkutulanların (Lût kavminin)yağmuru ne kötüdür! |
İlyas Yorulmaz Meali |
Üzerlerine yağmur yağdırdık, ama uyarılanlar için ne kötü yağmur. |
Kadri Çelik Meali |
Ve üzerlerine özel bir yağmur yağdırdık; uyarılıp korkutulanların yağmuru pek de kötü idi! |
Mahmut Kısa Meali |
Öyle ki, üzerlerine sağanak sağanak taş yağmuru yağdırdık; zamanında uyarılan, fakat yine de azgınlıktan vazgeçmeyen bu inkârcılara yağdırılan yağmur, gerçekten ne kötü bir yağmurdur!” |
Mehmet Türk Meali |
Ve üzerlerine çok şiddetli bir (azap) yağmuru yağdırdık. (Uyarılanların) yağmuru gerçekten ne kötü bir yağmurdur!1* |
Muhammed Esed Meali |
üzerlerine [helak edici] yağmurlar yağdırdık; 72 uyarıl[dıkları halde uslanmay]anların maruz kaldığı yağmur, gerçekten, ne korkunçtur! 73 |
Mustafa İslamoğlu Meali |
sonunda (bela) sağanağını üzerlerine boca ettik: gör ki, uyarılan (fakat uslanmayan) kimselerin maruz kaldığı sağanak ne berbattır. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Ve onların üzerlerine bir yağmur yağdırdık. Artık ne fena oldu o korkutulmuşların yağmuru! |
Suat Yıldırım Meali |
Üzerlerine öyle helâk eden bir yağmur yağdırdık ki sorma! Uyarılanların başına yağan musîbet ne fena idi! |
Süleyman Ateş Meali |
Ve üzerlerine bir yağmur yağdırdık, uyarıl(ıp da yola gelmey)enlerin yağmuru hakikaten çok kötü oldu! |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Üzerlerine bir yağmur (taş yağmuru[*]) yağdırdık; uyarılmış kişilerin yağmuru ne kötüydü.* |
Şaban Piriş Meali |
Üzerlerine şiddetli bir yağmur yağdırdık. Uyarılmışların yağmuru ne kötüdür.. |
Ümit Şimşek Meali |
Üzerlerine bir azap yağmuru indirdik. Uyarılmış olanlar için ne kötü bir yağmurdu o! |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Üzerlerine bir de yağmur yağdırdık. Ne de kötüymüş uyarılanların yağmuru! |
M. Pickthall (English) |
And We rained on them a rain. And dreadful is the rain of those who have been warned. |
Yusuf Ali (English) |
We rained down on them a shower (of brimstone):(3213) and evil was the shower on those who were admonished (but heeded not)!* |