Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
(Ancak iş işten çoktan geçmişti) Böylece azap onları yakaladı. Gerçekten bunda bir ayet vardır, ama (insanların) onların çoğu iman edenlerden olmayacaklardır. |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Azap, onları helak ediverdi. Şüphe yok ki bunda bir delil var, fakat halkın çoğu inanmaz. |
Abdullah Parlıyan Meali |
O sebeple Salih'in önceden haber verdiği azap, onları kıskıvrak yakaladı. Şüphesiz bu kıssada da, insanlar için bir ders vardır, onlardan çoğu buna inanmasalar da… |
Ahmet Tekin Meali |
Şiddetli bir gürleme halinde âni bir darbe onların işini bitirdi. Bunda da, kesinlikle bütün insanlar için ibretler, alınacak dersler vardır. Onların çoğu iman edecek değildi. |
Ahmet Varol Meali |
Çünkü kendilerini azap yakaladı. Şüphesiz bunda bir ibret vardır. Onların çoğu iman etmemişti. |
Ali Bulaç Meali |
Böylece azab onları yakaladı. Gerçekten, bunda bir ayet vardır, ama onların çoğu iman etmiş değildirler. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Çünkü azab kendilerini yakalayıverdi. Muhakkak ki bunda bir ibret var. Öyle iken (arkadan gelenlerin) çoğu mümin olmadı. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Bunun üzerine azap onları yakalayıverdi. Şüphesiz bunda önemli bir ayet (ve delil, mucize) vardır. Fakat çokları inanmadılar. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Çünkü felâket başlarına geldi. Onların çoğu inanmamış olsa da, bunda kesinlikle bir ders vardır. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Şüphesiz bunda (alınacak büyük) bir ders vardır. (Buna rağmen) yine de onların çoğu iman etmediler. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Bunun üzerine onları azap yakaladı. Doğrusu bunda bir ders vardır, fakat çoğu inanmamıştır. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Böylece onları azap yakaladı. Şüphesiz bunda bir ibret vardır. Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir. |
Diyanet Vakfı Meali |
Bunun üzerine onları azap yakaladı. Doğrusu bunda, büyük bir ders vardır; ama çokları iman etmezler. |
Edip Yüksel Meali |
Ve ceza onları yakaladı. Bunda bir ders var; ancak çoğunluk inanmaz." |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Çünkü kendilerini azap yakalayıverdi. Şüphesiz bunda bir âyet (alınacak bir ders) vardır, ama çokları iman etmiş değillerdir. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Çünkü kendilerini azâb yakalayıverdi şüphesiz bunda mutlak bir âyet var öyle iken ekserîsi mü'min olmadı |
Hasan Basri Çantay Meali |
Çünkü kendilerini o azâb yakalayıverdi. Şübhesiz bunda mutlak bir âyet (ibret) vardır. Böyle iken onların çoğu îman ediciler değildir. |
Hayrat Neşriyat Meali |
Çünki, azab onları yakaladı. Şübhe yok ki bunda apaçık bir ibret vardır. Fakat onların çoğu îmân etmiş kimseler değildir. |
İlyas Yorulmaz Meali |
Bunun ardından da onları azap yakaladı. Bu olayda alınacak ibretler var. Amma insanların çoğu inanmıyorlar. |
Kadri Çelik Meali |
Böylece azap da onları yakaladı. Şüphesiz bunda bir ayet vardır, ama onların çoğu iman etmiş değillerdi. |
Mahmut Kısa Meali |
Çünkü zâlimler için uygun görülen hakettikleri azap, onlarıansızın yakalayıvermişti.
Dinle, ey insan; hiç kuşkusuz bunda, ilâhî adâleti gözler önüne seren apaçık bir delil, bir işâret var fakat insanların çoğu, yine de inanmamakta diretiyor. |
Mehmet Türk Meali |
(Bunun üzerine) azap onları derhal yok etti.1 Şüphesiz bu (Salih kıssasında, insanlar için) bir ibret vardır, ama onların çoğu (hâlâ) inanmadılar.* |
Muhammed Esed Meali |
çünkü [Salih'in önceden haber verdiği] azap onları kıskıvrak yakaladı. Şüphesiz bu [kıssada da insanlar için] bir ders 69 vardır; onlardan çoğu [buna] inanmasalar da… |
Mustafa İslamoğlu Meali |
çünkü onları malum azap kıskıvrak yakalamıştı. Elbet bu (Sâlih kıssası)nda da, alınacak bir mesaj mutlaka vardır; fakat insanların çoğu yine de inanmayacaklardır. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Artık onları azap yakaladı. Şüphe yok ki, bunda bir ibret vardır. Böyle iken onların çokları imân etmiş olmadılar. |
Suat Yıldırım Meali |
Çünkü bildirilen azap onları bastırıverdi. Elbette bunda alınacak ibret vardı. Fakat onların ekserisi ders alıp da iman etmezler. * |
Süleyman Ateş Meali |
Ve azab onları yakaladı. Muhakkak ki bunda bir ibret vardır, ama yine çokları inanmazlar. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
O azap onları hemen yakaladı. Bu olayda kesin bir belge vardır ama bunların çoğu inanacak değillerdir. |
Şaban Piriş Meali |
Çünkü onları azap yakaladı. Bu olayda gerçekten bir ibret vardır. Fakat onların çoğu yine de iman etmiş değildir. |
Ümit Şimşek Meali |
Azap onları yakalayıverdi. İşte bunda bir âyet vardır. Fakat onların çoğu yine iman etmez. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Sonunda azap onları yakaladı. Bunda elbette bir ibret var. Ama onların çoğu inanan kişiler değildi. |
M. Pickthall (English) |
So the retribution came on them. Lo! herein is indeed a portent, yet most of them are not believers. |
Yusuf Ali (English) |
But the Penalty seized them. Verily in this is a Sign: but most of them do not believe. |