Şuarâ Suresi 57. Ayet


Arapça

فَأَخْرَجْنَاهُم مِّن جَنَّاتٍ وَعُيُونٍ


Türkçe Okunuşu

Fe ahracnâhum min cennâtin ve uyûn(uyûnin).


Kelimeler

fe o zaman, böylece
ahracnâ-hum biz onları çıkardık
min cennâtin bahçelerden
ve uyûnin ve pınarlar

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali Ama (buna rağmensonunda) Biz onları (Firavun ve etbaını saltanat sürdükleri) bahçelerden ve pınarlardan böylece sürüp çıkardık.
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Derken onları bahçelerden, kaynaklardan sürüp çıkardık.
Abdullah Parlıyan Meali Biz de Firavun ve yandaşlarını o güzelim bahçelerinden ve pınar başlarından,
Ahmet Tekin Meali Sonra biz onları bahçelerden, akarsu kıyılarından ve pınar başlarından çıkardık.
Ahmet Varol Meali Böylece onları bahçelerden ve pınarlardan çıkardık,
Ali Bulaç Meali Böylelikle biz onları (Firavun ve kavmini) bahçelerden ve pınarlardan sürüp çıkardık;
Ali Fikri Yavuz Meali Böylece Firavun'u ve kavmini çıkardık bostanlardan, pınarlardan;
Bahaeddin Sağlam Meali Biz de onları bağlı, bahçeli, çeşmeli saraylardan,
Bayraktar Bayraklı Meali 57,58,59,60. Bunun üzerine Firavun'un adamlarını bahçelerden, pınar başlarından, hazinelerden ve şerefli makamlardan çıkardık. Böylece onlara İsrâiloğulları'nı mirasçı kıldık. Ancak Firavun'un adamları, güneş doğarken İsrâiloğulları'nın ardına düştüler.
Cemal Külünkoğlu Meali 57,58,59. Biz de onları (Firavun ve kavmini Mısır'daki) bahçelerden ve pınarlardan sürüp çıkardık. Ve hazinelerden ve güzelim yerlerden ettik. İşte böylece, İsrailoğullarını onlara mirasçı kıldık.
Diyanet İşleri Meali (Eski) 57,58,59. Ama biz Firavun ve adamlarını bahçelerden, pınar başlarından, hazinelerden ve şerefli makamlardan çıkardık. Böylece oralara İsrailoğullarını mirasçı kıldık.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) 57,58. Biz de Firavun’un kavmini bahçelerden, pınar başlarından, servetlerden ve iyi bir konumdan çıkardık.
Diyanet Vakfı Meali 57, 58. Ama (sonunda) biz onları (Firavun ve kavmini), bahçelerden, pınarlardan, hazinelerden ve değerli bir yerden çıkardık.
Edip Yüksel Meali Sonunda, onları çıkardık: Bahçelerden, çeşmelerden,
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Ama (sonunda) biz, onları (Firavun ve kavmini) bahçelerden, pınarlardan,
Elmalılı Meali (Orjinal) Bu suretle bunları bostanlardan, pınarlardan
Hasan Basri Çantay Meali 57,58. Bu suretle onları bostanlardan, akar sulardan, hazînelerden ve şerefli makam (lar) dan çıkardık.
Hayrat Neşriyat Meali 57,58. Böylelikle (İsrâiloğullarının peşine düşürerek) onları bahçelerden, pınarlardan, hazînelerden ve güzel yerlerden çıkardık.
İlyas Yorulmaz Meali “Ve onları bahçelerden ve pınar başlarından çıkarmıştık.”
Kadri Çelik Meali Böylelikle biz onları bahçelerden ve pınarlardan sürüp çıkardık.
Mahmut Kısa Meali Böylece onları, zevk ve sefa içinde yaşadıkları o güzelim bahçelerden, pınarlardan —geri dönmemek üzere— çıkarıyorduk.
Mehmet Türk Meali (Sonunda) Biz de onları, bahçelerden ve pınarlardan, çıkardık.
Muhammed Esed Meali bunun içindir ki onları bağlar[ın]dan bahçeler[in]den, pınar başlarından çıkarıp attık,
Mustafa İslamoğlu Meali İşte[3206] bu tür bir (gurura kapıldıkları) için onları has bahçelerinden ve pınar başlarından çekip çıkardık;*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Cenâb-ı Hak da buyuruyor ki: «Artık biz onları bostanlardan, ırmaklardan çıkardık.»
Suat Yıldırım Meali 57, 58. Ama neticede Biz onları bahçelerinden ve pınarlarından, hazinelerinden, servetlerinden ve kendilerince çok değerli makam ve mevkilerinden çıkardık.
Süleyman Ateş Meali Böylece biz onları çıkardık: bahçeler(in)den, çeşmeler(in)den.
Süleymaniye Vakfı Meali Böylece Firavun’u ve yandaşlarını bahçelerden, pınarlardan ayırdık,
Şaban Piriş Meali Biz de onları, bahçelerden ve pınarlardan çıkardık.
Ümit Şimşek Meali İşte böyle çıkardık onları bahçelerinden, pınarlarından.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Bunun üzerine biz onları bahçelerinden, pınarlarından çıkardık.
M. Pickthall (English) Thus did We take them away from gardens and water springs,
Yusuf Ali (English) So We expelled them(3168) from gardens, springs,*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları