Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
(Ve onlara gerekli zikri) İkaz ve ihtarı yapmışlardı. (Buna rağmen dinlemeyip belalarını buldular.) Biz asla zulmetmiş değilizdir. |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Öğüt vermesinler ve biz zulmetmeyiz hiç. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Ve hatırlatıcı mesajlar göndermeden, çünkü biz, hiç kimseye asla haksızlık etmeyiz. |
Ahmet Tekin Meali |
İkazda bulunmadan, öğüt vermeden de helâk etmedik. Biz zâlim değiliz. |
Ahmet Varol Meali |
Hatırlatma yapılmıştır. Biz zalimler değiliz. |
Ali Bulaç Meali |
(Onlara) Hatırlatma (yapılmıştır); biz zulmedici değiliz. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
(Onlara) öğüd verilmiştir. Biz (onları helâk etmekle) zulmetmiş değilizdir. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Bu helak edişimiz, başkaları için bir ikaz oldu. Ve Biz, zulmedenler olmadık. [Onlar helak olmayı hak ettikleri için helak oldular.] |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Bu, bir uyarıdır. Biz, asla hiçbir kimseye haksızlık yapmayız. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
208,209. Biz, hiçbir memleketi uyarıcılar göndermedikçe helâk etmedik. Bu, bir hatırlatmadır. Biz zalim değiliz. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
208,209. Hiçbir kent halkını kendilerine öğüt veren uyarıcılar gelmeden yok etmedik. Biz zalim değiliz.* |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Bu, bir hatırlatmadır. Biz zalim değiliz. |
Diyanet Vakfı Meali |
208, 209. Biz hiçbir memleketi, öğüt vermek üzere (gönderdiğimiz) uyarıcıları (peygamberleri) olmadan yok etmemişizdir. Biz zalim değiliz. |
Edip Yüksel Meali |
Bu bir uyarı ve mesajdır; çünkü biz haksızlık etmeyiz. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
(Onlar) ihtar edilmiştir ve biz zulmetmiş değiliz. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
İhtar edilmiştir, ve biz zulmetmiş değilizdir |
Hasan Basri Çantay Meali |
208,209. Biz hiçbir memleketi, ona (halkına) öğüd vermek üzere inzâr edici (peygamber) ler (göndermiş) olmadıkça helak etmedik. Biz zulmedenler değiliz. |
Hayrat Neşriyat Meali |
208,209. Hâlbuki (biz) hiçbir memleketi, (halkına) nasîhat vermek üzere kendisine(gönderilen) korkutucuları (peygamberleri) olmadan helâk etmedik. Ve (aslâ) zâlimler olmadık. |
İlyas Yorulmaz Meali |
O (kitap) öğüttür. Biz zulmedici değiliz. |
Kadri Çelik Meali |
(Onlara bir) Hatırlatma (idi); biz zulmedenler değiliz. |
Mahmut Kısa Meali |
En azgın zâlimleri bile, cezalandırmadan önce güzelce öğüt verip uyarmışızdır; çünkü Biz, hiç kimseye asla haksızlık etmeyiz. İşte bu yüzdendir ki, sizleri uyarmak için bu son kitabı gönderdik: |
Mehmet Türk Meali |
(Onlar) mutlaka uyarıldılar ve Biz asla zulmetmedik.1* |
Muhammed Esed Meali |
ve hatırlatıcı mesajlar göndermeden; 90 çünkü Biz [hiç kimseye] asla zulmetmeyiz. |
Mustafa İslamoğlu Meali |
hatırlatmışızdır; zira Biz, asla zulmeden biri değiliz. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Azîm bir tenbih yapılmıştır ve Biz zulmedenler olmadık. |
Suat Yıldırım Meali |
Öğüt verilip hatırlatma yapılmıştır. Biz hiçbir zaman zalim olmadık. |
Süleyman Ateş Meali |
(Uyarıcılar) uyarırlardı. Biz zulmediciler değildik. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Bu bilgileri olsun diyedir; yoksa biz yanlış yapmayız. |
Şaban Piriş Meali |
208,209. -Uyarıcılar göndermediğimiz hiçbir ülkeyi helak etmedik. hiçbir zaman zulmedici olmadık. |
Ümit Şimşek Meali |
Onlara öğüt verilmiş, hatırlatma yapılmıştır. Yoksa Biz haksızlık edici değiliz. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Uyarı/hatırlatma olacak! Biz zalimler değiliz. |
M. Pickthall (English) |
For reminder, for We never were oppressors. |
Yusuf Ali (English) |
By way of reminder; and We never are unjust.(3231)* |