Şuarâ Suresi 201. Ayet


Arapça

لَا يُؤْمِنُونَ بِهِ حَتَّى يَرَوُا الْعَذَابَ الْأَلِيمَ


Türkçe Okunuşu

Lâ yu’minûne bihî hattâ yeravul azâbel elîm(elîme).


Kelimeler

lâ yu'minûne âmenû olmazlar (Allah'a ulaşmayı dilemezler)
bi-hî onunla
hattâ olana kadar, olmadıkça
yeravu görürler
el azâbe azap
el elîme elîm, acı

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali Onlar, o pek acı azabı görünceye kadar Ona (Kur’an ahkâmına) inanmayacaktır.
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Fakat elemli azabı görmedikçe inanmazlar ona.
Abdullah Parlıyan Meali Fakat yine de can yakıcı azabı görünceye kadar, O'na inanmazlar.
Ahmet Tekin Meali Can yakıp inleten müthiş azâbı görmedikçe onlar Kur'ân'a iman etmeyecekler.
Ahmet Varol Meali Acıklı azabı görünceye kadar ona iman etmezler.
Ali Bulaç Meali O pek acı azabı görünceye kadar ona inanmazlar.
Ali Fikri Yavuz Meali O acıklı azabı görecekleri ana kadar, bu Kur'ân'a iman etmezler.
Bahaeddin Sağlam Meali Onlara elem verici azap gelmeden, ona inanmayacaklardır.
Bayraktar Bayraklı Meali 200,201. Onu, günahkârların kalplerine böyle soktuk. Bu yüzden, acıklı azabı görünceye kadar ona iman etmezler.
Cemal Külünkoğlu Meali 200,201. Biz onu (kendi dilleriyle anlatarak Kur'an'ın), o günahkârların kalplerine girmesini sağladık. Ama onlar yine de, o can yakıcı azabı görünceye kadar ona iman etmezler.
Diyanet İşleri Meali (Eski) 200,201,202. Suçluların kalblerine Kuran'ı böylece sokarız da, can yakıcı azabı görmedikçe ona inanmazlar. Bu azap onlara haberleri olmadan geliverecektir.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) 201,202,203. Onlar, farkında olmadan ansızın kendilerine gelecek olan elem dolu azabı görüp de, “Bize mühlet verilmez mi?” demedikçe, ona inanmazlar.
Diyanet Vakfı Meali 200, 201. Onu günahkârların kalplerine böyle soktuk. Onun için, acıklı azabı görünceye kadar ona iman etmezler.  *
Edip Yüksel Meali Acı azabı görünceye kadar ona inanmazlar.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali 200,201. Böylece onu günahkarların kalplerine soktuk. (okuyup anladılar, ama yine de) acıklı azabı görünceye kadar ona iman etmezler.
Elmalılı Meali (Orjinal) İyman etmezler ana tâ o elim azâbı görecekleri deme kadar
Hasan Basri Çantay Meali o pek çetin azâbı görecekleri (âna) kadar onlar (kaabil değil) bu (Kur'ana) inanmazlar.
Hayrat Neşriyat Meali Elemli bir azâbı görmedikçe ona îmân etmezler.
İlyas Yorulmaz Meali Onlar acıklı azabı görünceye kadar, o kitaba inanmazlar.
Kadri Çelik Meali Onlar, o pek acıklı azabı görünceye kadar ona inanmazlar.
Mahmut Kısa Meali Onlar Kur’an’ın manasını anlar, kusursuz ifâdelerinin güzelliğini tanırlar. Önceki kitaplarda bahsi geçen bu mesajın, bildirdiği mûcizevî haberler ve ortaya koyduğu mükemmel inanç sitemi açısından bir benzerinin yapılamayacağını da bilirler. Fakat dünyaya aşırı bağlılıkları ve gözlerini kör eden kibir, inat, haset gibi saplantıları yüzünden ona iman etmezler; ta, cehennemde onları bekleyen o can yakıcıazâbı bizzat gözleriyle görünceye dek...
Mehmet Türk Meali (Fakat) onlar, acıklı azabı görünceye kadar ona (açıkça) îman etmezler.
Muhammed Esed Meali o can yakıcı azabı görmedikçe ona inanmayacaklardır.
Mustafa İslamoğlu Meali Elem verici bir azabı görünceye kadar bu (vahye) iman etmeyecekler;
Ömer Nasuhi Bilmen Meali O pek acılı azabı görünceye değin ona (Kur'an'a) imân etmezler.
Suat Yıldırım Meali 200, 201. İşte aynen bunun gibi, Biz o yalanlamayı suçlu kâfirlerin kalplerine öyle bir soktuk ki, o can yakıcı azaba girmedikçe ona iman etmezler.
Süleyman Ateş Meali Acı azabı görünceye kadar da ona inanmazlar.
Süleymaniye Vakfı Meali Bunlar ona inanmıyorlar, sonunda acıklı bir azabı göreceklerdir.
Şaban Piriş Meali Açık azabı görünceye kadar yine de ona inanmazlar.
Ümit Şimşek Meali Öyle ki, acı azabı görmedikçe iman etmezler.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Acıklı azabı görünceye değin ona inanmazlar.
M. Pickthall (English) They will not believe in it till they behold the painful doom,
Yusuf Ali (English) They will not believe in it until they see the grievous Penalty;

İslam Vakti Mobil Uygulamaları