Şuarâ Suresi 189. Ayet


Arapça

فَكَذَّبُوهُ فَأَخَذَهُمْ عَذَابُ يَوْمِ الظُّلَّةِ إِنَّهُ كَانَ عَذَابَ يَوْمٍ عَظِيمٍ


Türkçe Okunuşu

Fe kezzebûhu fe ehazehum azâbu yevmiz zulleh(zulleti), innehu kâne azâbe yevmin azîm(azîmin).


Kelimeler

fe o zaman, böylece
kezzebû-hu onu yalanladılar
fe o zaman, böylece
ehaze-hum onları aldı (yakaladı)
azâbu azap
yevmi gün
ez zulleti gölge
inne-hu muhakkak ki o, çünkü o
kâne oldu
azâbe azap
yevmin gün
azîmin azîm, büyük

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali Nihayet onu yalanladılar, böylece onları o gölgelik (sandıkları gazap bulutları) gününün azabı yakalayıverdi. Gerçekten o, büyük (ve korkunç) bir günün azabıydı (ve bunu hak etmişlerdi).
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Derken onu yalanladılar da karanlık günün azabı helak etti onları; şüphe yok ki bu, o günün pek büyük bir azabıydı.
Abdullah Parlıyan Meali Böylece O'nu yalanlamış oldular ve bu yüzden, kopkoyu gölgelerle kaplı bir günün azabı, onları kıskıvrak yakaladı.
Ahmet Tekin Meali Onu da yalanladılar. Onların işini gölgeli günün azâbı bitirdi. Hakikaten o büyük bir günün azâbı idi.
Ahmet Varol Meali Onu yalanladılar ve bunun üzerine kendilerini gölge gününün azabı yakaladı. Gerçekten o büyük bir günün azabıydı.
Ali Bulaç Meali Sonunda onu yalanladılar, böylece onları o gölgelik-gününün azabı yakaladı. Gerçekten o, büyük bir günün azabıydı.
Ali Fikri Yavuz Meali Böylece Şuayb'ı tekzib ettiler de, (güneşin bunaltıcı sıcaklığından gölgelenmek için bulutun altında sığındıkları zaman, yakılıb mahvedildikleri) o gölge gününün azabı kendilerini yakalayıverdi. Gerçekten o büyük bir günün azabı idi.
Bahaeddin Sağlam Meali Bunun üzerine onlar, yine onu yalanlayınca, üzerlerine gölge yapan bir azap onları yakalayıverdi. Şüphesiz o, büyük bir günün azabı idi.
Bayraktar Bayraklı Meali Bunun üzerine onu yalanladılar. Derken o gölge gününün çetin azabı onları yakıp yok etti. Şüphesiz o, korkunç bir günün azabı idi.
Cemal Külünkoğlu Meali (Eykeliler) Şuayb'ı yalanladılar. Bunun üzerine o gölge gününün azabı onları bastırıverdi. Gerçekten o, müthiş bir günün azabıydı.*
Diyanet İşleri Meali (Eski) Ama onu yalanladılar. Bunun üzerine onları bulutlu bir günün azabı yakaladı. Gerçekten o gün, azabı büyük bir gündü.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Onlar Şu’ayb’ı yalanladılar. Derken gölge gününün azabı onları yakaladı. Şüphesiz o, büyük bir günün azabı idi.[401]*
Diyanet Vakfı Meali Velhasıl onu yalancı saydılar da, kendilerini o gölge gününün azabı yakalayıverdi. Gerçekten o, muazzam bir günün azabı idi!  *
Edip Yüksel Meali Onu yalanladılar ve sonuç olarak Sayvan Gününün cezası kendilerini yakaladı; müthiş bir günün cezasıydı.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Hülasa, onu yalancı saydılar da kendilerini o gölge gününün azabı yakalayıverdi. O cidden büyük bir günün azabı idi!
Elmalılı Meali (Orjinal) Hasılı onu tekzib ettiler, kendilerini de o zulle gününün azâbı alıverdi ki o cidden büyük bir günün azâbı idi
Hasan Basri Çantay Meali Hulâsa: Onu tekzîb etdiler de kendilerini o gölge gününün azâbı yakalayıverdi. Hakıykat bu, o günün büyük azâbı idi.
Hayrat Neşriyat Meali Böylece onu yalanladılar da kendilerini o gölge gününün azâbı yakalayıverdi. Gerçekten o, (dehşeti pek) büyük bir günün azâbı idi.(1)*
İlyas Yorulmaz Meali Onlar Şuayb'ı yalanladılar. Sonra karanlık bir günün azabı onları yakaladı. O azap büyük bir günün azabı idi.
Kadri Çelik Meali Sonunda onu yalanladılar da böylece onları o gölgelik gününün azabı yakaladı. Gerçekten o, büyük bir günün azabıydı.
Mahmut Kısa Meali Böylece onu yalanladılar. Bundan dolayı, o gölge gününün azâbı onlarıansızın, kıskıvrak yakalayıverdi! Sıcak bir günde, bir bulut gibi üzerlerine gelen azap ile helâk edildiler. Doğrusu bu, gerçekten de korkunç bir günün azâbıydı.
Mehmet Türk Meali Onlar, onu yalanladılar, gölge gününün1 azabı da kendilerini yok etti. Gerçekten o çok büyük bir günün azabı idi!2*
Muhammed Esed Meali Böylece onu yalanlamış oldular; ve bu yüzden, (kopkoyu) gölgelerle kaplı bir günün 78 azabı onları kıskıvrak yakaladı.
Mustafa İslamoğlu Meali Neticede, onu işte böyle yalanladılar; bunun üzerine onları Gölge Günü’nün azabı[3259] yakalayıverdi; gerçekten de o pek korkunç bir günün azabıydı.*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Velhasıl O'nu tekzîp ettiler. Derken onları ZuIle gününün azabı yakaladı. Şüphe yok ki o, pek büyük bir günün azabı olmuş idi.
Suat Yıldırım Meali Hasılı onu yalancı saydılar. Bunun üzerine o gölge gününün azabı onları bastırıverdi. Gerçekten o, müthiş bir günün azabı idi. *
Süleyman Ateş Meali Onu yalanladılar, nihayet o gölge gününün azabı, kendilerini yakaladı. Gerçekten o, büyük bir günün azabı idi.
Süleymaniye Vakfı Meali Onu yalancı yerine koydukları için o gölgeli günün azabı onları çarptı. O, korkunç bir günün azabıydı.
Şaban Piriş Meali Onu yalanlamışlardı da, onları bulutlu bir günün azabı yakalamıştı. O, büyük günün azabı idi.
Ümit Şimşek Meali Onu yalanladılar. Ve o gölgeli günün azabı onları yakaladı. O gerçekten büyük bir günün azabı idi.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Onu yalanladılar; bunun üzerine o gölgelik gününün azabı onları yakalayıverdi. O, gerçekten büyük bir günün azabıydı.
M. Pickthall (English) But they denied him, so there came on them the retribution of the day of gloom. Lo! it was the retribution of an awful day.
Yusuf Ali (English) But they rejected him. Then the punishment of a day of overshadowing gloom(3220) seized them, and that was the Penalty of a Great Day.(3221)*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları