Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Bunun üzerine Musa’ya: “Asanla denize vur” diye vahyettik. Deniz hemencecik (ikiye) yarılmış da her parçası kocaman bir dağ gibi olup (aralarında bir geçit yolu açılmıştı). |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Derken Musa'ya, sopanı denize vur diye vahyettik. Vurunca deniz hemen yarıldı ve her parçası, koca bir dağa döndü. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Bunun üzerine Musa'ya: “Asânla denize vur!” diye vahyettik. Musa söyleneni yapınca, deniz yarılıverdi, öyle ki, açılan yolun her iki yanında, sular koca dağlar gibi yükseldi. |
Ahmet Tekin Meali |
Mûsâ'ya:
“Asân ile denize vur” diye vahyettik. Mûsâ denize vurunca, deniz yarıldı. Hemen her su parçası koca bir dağ haline geldi.* |
Ahmet Varol Meali |
Bunun üzerine Musa'ya: "Asanla denize vur" diye vahyettik. (Vurunca deniz) yarıldı ve her parçası kocaman bir dağ gibi oldu. |
Ali Bulaç Meali |
Bunun üzerine Musa'ya: 'Asanla denize vur' diye vahyettik. (Vurdu ve) Deniz hemencecik yarılıverdi de her parçası kocaman bir dağ gibi oldu. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Bunun üzerine Mûsa'ya: “-Asânı denize vur.” diye vahy ettik. Vurunca parçalandı, her bir parça kocaman dağ gibi oldu. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Biz de Musa’ya vahyettik ki: “Asanı denize vur!” (O vurunca, deniz ikiye ayrıldı.) Ayrılan her taraf büyük dağ gibi oldu. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Bunun üzerine Mûsâ'ya, “Değneğinle denize vur!” diye bildirdik. Deniz ortadan yarıldı; her parçası yüce bir dağ gibi oldu. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
63,64. O sırada Musa'ya: “Değneğinle denize vur” diye vahyettik. Bunun üzerine (deniz) hemen yarıldı ve her parçası koca bir dağ gibi oldu. Ötekileri de oraya yaklaştırdık (onlar da yarılan denize girdiler). |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Bunun üzerine Biz Musa'ya: "Değneğinle denize vur" diye vahyettik. Hemen deniz ikiye ayrıldı, her parçası yüce bir dağ gibiydi. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Bunun üzerine Mûsâ’ya, “Asan ile denize vur” diye vahyettik. Deniz derhal yarıldı. Her parçası koca bir dağ gibiydi. |
Diyanet Vakfı Meali |
Bunun üzerine Musa'ya: Asân ile denize vur! diye vahyettik. (Vurunca deniz) derhal yarıldı (on iki yol açıldı), her bölük koca bir dağ gibi oldu. |
Edip Yüksel Meali |
Musa'ya, "Değneğini denize vur," diye vahyettik. Bunun üzerine yarıldı ve her bölüm koca bir tepe gibi oldu. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Bunun üzerine Musa'ya "Vur asân ile denize" diye vahyettik; vurunca bir infilak etti, her bölük koca bir dağ gibi oluverdi, |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Bunun üzerine Musâya «vur Asan ile denize» diye vahyeyledik, vurunca bir infilak etti her bölük koca bir dağ gibi oluverdi |
Hasan Basri Çantay Meali |
Bunun üzerine Muusâya: «Asaanı denize vur» diye vahyetdik. (Vurunca) derhal (deniz) yarıldı, her parça (sı) kocaman dağ gibi oldu. |
Hayrat Neşriyat Meali |
Bunun üzerine Mûsâ'ya: “Asânla denize vur!” diye vahyettik. (Vurunca deniz)hemen yarıldı (ve on iki yol açıldı) da herbir parça (pek) büyük dağ gibi oluverdi! |
İlyas Yorulmaz Meali |
Musa'ya “Asanı denize vur diye vahyettik. Sonra (deniz) yarıldığında, (Denizin) her bir parçası büyük dağlar gibi oldu. |
Kadri Çelik Meali |
Bunun üzerine Musa'ya, “Asanla denize vur” diye vahyettik. (Vurdu ve) Deniz hemencecik yarılıverdi de her parçası kocaman bir dağ gibi oldu. |
Mahmut Kısa Meali |
Biz de Mûsâ’ya, “Asânla denize vur!” diye emrettik. Mûsâ asâsını vurur vurmaz deniz derhal ortadan ikiye yarıldı ve yarılan denizin her bir parçası kocaman bir dağ gibi yükseldi. |
Mehmet Türk Meali |
Bunun üzerine Biz, Mûsa’ya: “Âsân ile denize vur!” diye vahyettik. (O da âsâsını vurunca) deniz hemen yarıldı ve her parçası, kocaman bir dağ gibi oldu.1* |
Muhammed Esed Meali |
Bunun üzerine, Musa'ya: “Asânla denize vur!” diye vahyettik. [Musa söyleneni yapınca] deniz ortadan yarıldı; öyle ki, açılan yolun her iki yanında sular koca dağlar gibi yükseldi. 33 |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Bunun üzerine Musa’ya “Asanla denize vur!” diye vahyettik. Ardından deniz infilak edip ikiye ayrıldı; öyle ki, yolun her (iki) yanından sular ulu dağlar gibi yükselmişti.[3210]* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Artık Mûsa'ya vahyettik ki, asan ile denize vur, (vurunca) derhal yarıldı, hemen her parça pek büyük dağ gibi oluverdi. |
Suat Yıldırım Meali |
Biz Mûsâ'ya: “Asânı denize vur! ” diye vahyettik. Vurur vurmaz deniz yarıldı, öyle ki birer koridor gibi açılan yolun iki yanında sular büyük dağlar gibi yükseldi. [20, 77] {KM, Çıkış 14, 22} |
Süleyman Ateş Meali |
Musa'ya: "Değneğinle denize vur!" diye vahyettik. (Vurunca deniz) yarıldı, (on iki yol açıldı). Her bölüm, kocaman bir dağ gibi oldu. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Bunun üzerine Musa’ya “değneğinle denize vur” diye vahyettik. Hemen deniz yarıldı. Yarılan her parça koca bir dağ gibi oldu. |
Şaban Piriş Meali |
İşte o sırada, Musa'ya:-Asanı denize vur, diye vahyettik. O, hemen yarıldı ve her parçası koca bir dağ gibi oluverdi. |
Ümit Şimşek Meali |
Musa'ya “Asânı denize vur” diye vahyettik. Deniz yarıldı; öyle ki, herbir parçası koca bir dağ gibiydi. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Bunun üzerine Mûsa'ya, "Asanla denize vur!" diye vahyettik. Deniz hemen yarıldı, her dalga kümesi kocaman bir dağ gibi oldu. |
M. Pickthall (English) |
Then We inspired Moses, saying: Smite the sea with thy staff. And it parted, and each part was as a mountain vast. |
Yusuf Ali (English) |
Then We told Moses by inspiration: "Strike the sea with thy rod." So it divided, and each separate part became like the huge, firm mass of a mountain. |