Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
(Müşrikler ve Hakk'tan dönekler) Orada birbirleriyle (ve bâtılda kendilerine önderlik edenlerle) çekişip tartışarak derler ki: (Biz bu azaba müstahak olduk!) |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Orada birbirleriyle çekişerek derler ki. |
Abdullah Parlıyan Meali |
O gün orada, onlar birbiriyle çekişerek derler ki: |
Ahmet Tekin Meali |
Orada birbirleriyle çekişirlerken, şöyle derler: |
Ahmet Varol Meali |
Orada (putlarıyla) çekişerek derler ki: |
Ali Bulaç Meali |
Orada birbirleriyle çekişip tartışarak derler ki: |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Kâfirler, putları ve öncüleriyle cehennemde çekişirlerken, birbirlerine şöyle demektedirler: |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Onlar orada birbiriyle tartışırlarken şöyle derler: |
Bayraktar Bayraklı Meali |
96,97,98,99,100,101,102. Cehennemde putlarıyla çekişerek şöyle derler: “Vallahi, biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi âlemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; biz apaçık bir sapıklık içindeymişiz. Şimdi ne şefaatçimiz ne de bir dostumuz vardır. Keşke geriye dönüşümüz olsa da inananlardan olsak.” |
Cemal Külünkoğlu Meali |
96,97. Orada onlar taptıklarıyla çekişerek şöyle derler: “Allah'a Andolsun ki biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
96,97,98,99,100,101,102. Orada putlarıyla çekişerek: "Vallahi biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi Alemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; bizi saptıranlar ancak suçlulardır; şimdi şefaatçimiz, yakın bir dostumuz yoktur; keşke geriye bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak" derler. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Orada onlar taptıklarıyla çekişerek şöyle derler: |
Diyanet Vakfı Meali |
Orada birbirleriyle çekişerek şöyle derler: |
Edip Yüksel Meali |
Orada çekişerek şöyle konuşacaklar: |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Ve bütün o İblis orduları onun içinde birbirleriyle çekişirlerken dediler ki: |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
95,96. Ve bütün o İblis orduları onun içinde birbirleriyle çekişirlerken şöyle demektedirler |
Hasan Basri Çantay Meali |
Orada birbiriyle çekişerek şöyle dediler: |
Hayrat Neşriyat Meali |
96,97. Onlar orada (putlarıyla) çekişerek derler ki: “Allah'a yemîn olsun ki, (biz)elbette apaçık bir dalâlet içinde imişiz.” |
İlyas Yorulmaz Meali |
Onlar ateşin içinde birbirlerini suçlayarak derler ki. |
Kadri Çelik Meali |
Onda birbirleriyle çekişip tartışarak derler ki. |
Mahmut Kısa Meali |
Orada, birbirlerini suçlayarak diyecekler ki: |
Mehmet Türk Meali |
Orada (hepsi) birbirleriyle çekişerek, şöyle derler: |
Muhammed Esed Meali |
O Gün orada onlar, birbirlerini suçlayarak 45 derler ki: |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Onlar orada birbirleriyle atışırken[3226] şöyle derler:* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Ve onlar orada birbirleriyle husumette bulunarak diyecekler ki: |
Suat Yıldırım Meali |
96, 97, 98, 99, 100, 101, 102. Orada putlarıyla çekişirken şöyle derler “Vallahi de, tallahi de biz besbelli bir sapıklık içinde imişiz! ”“Çünkü biz sizi Rabbülâlemin ile bir tutuyorduk. Ama bizi saptıranlar da, o mücrimler oldu. “Şimdi artık ne şefaatçimiz var bizim, ne candan bir dostumuz! ” “Ah! Ne olurdu, imkân olsa da dünyaya bir dönsek ve müminlerden olsaydık! ” [36, 56; 40, 47; 7, 53; 38, 64]* |
Süleyman Ateş Meali |
Onlar orada (putlarıyle) çekişerek derler ki: |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Orada onlar biri birleriyle tartışırken şöyle derler: |
Şaban Piriş Meali |
Orada, birbirleriyle çekişerek, şöyle derler. |
Ümit Şimşek Meali |
Cehennemde çekişip dururken derler ki: |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Onun içinde birbiriyle çekişirlerken şöyle derler: |
M. Pickthall (English) |
And they will say, when they are quarrelling therein: |
Yusuf Ali (English) |
"They will say there in their mutual bickerings: |