Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Nihayet ona iman ettiler, Biz de onları bir süreye kadar (dünyada barındırıp) yararlandırdık. |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Derken inandılar da onları muayyen bir zamanadek yaşattık, geçindirdik. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Onlar bu defa Yunus'a inandılar. Bunun üzerine biz de onları, belli bir süre geçindirdik. |
Ahmet Tekin Meali |
O zaman, onlar iman ettiler. Biz de, bir vakte kadar, onları zevk-u safa içinde, refah içinde yaşattık. |
Ahmet Varol Meali |
Sonunda iman ettiler. Biz de onları belli bir süreye kadar (dünya nimetlerinden) yararlandırdık. |
Ali Bulaç Meali |
Sonunda ona iman ettiler, biz de onları bir süreye kadar yararlandırdık. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Nihayet (Yunus peygamberin gaybubetinde azab gören kavmi) ona iman ettiler de onları ömürlerinin sonuna kadar geçindirdik. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Ona inandılar. Biz de belli bir zamana kadar onları yaşattık. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Ona inandılar, bu sebeple biz de onları belli bir süreye kadar refah içinde yaşattık. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Nihayet onlar iman ettiler. Biz de onları bir süreye kadar geçindirdik. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Sonunda ona inandılar, bunun üzerine Biz de onları bir süreye kadar geçindirdik. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Nihayet onlar iman ettiler. Biz de onları bir süreye kadar geçindirdik. |
Diyanet Vakfı Meali |
Sonunda ona iman ettiler, bunun üzerine biz de onları bir süreye kadar yaşattık. |
Edip Yüksel Meali |
İnandılar, biz de onları bir süreye kadar geçindirdik. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
O zaman ona iman ettiler de biz onları bir zamana kadar yaşattık. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
O vakıt ona iyman ettiler de onları bir zamana kadar istifade ettirdik |
Hasan Basri Çantay Meali |
Nihayet ona îman etdiler de kendilerini bir zamana kadar geçindirdik. |
Hayrat Neşriyat Meali |
Sonunda îmân ettiler de onları bir zamâna kadar (dünya ni'metlerinden)faydalandırdık. |
İlyas Yorulmaz Meali |
Yunus'a inandılar. Bizde Yunus'u bir zamana kadar yaşattık. |
Kadri Çelik Meali |
Sonunda ona iman ettiler, biz de onları bir süreye kadar yararlandırdık. |
Mahmut Kısa Meali |
Böylece onlar, Yunus’un çağrısına uyup ona iman ettiler. Biz de, tepelerine binmek üzere olan azâbı geri çevirdik ve onları, hayatlarının sonuna kadar huzur içinde yaşattık. |
Mehmet Türk Meali |
Sonunda ona îman ettiler, Biz de onları (uygun gördüğümüz) süreye kadar yaşattık. |
Muhammed Esed Meali |
onlar, [bu defa o'na] inandılar; 59 bunun üzerine Biz, verilen süre zarfında 60 onlara mutlu bir hayat yaşattık. |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Bu kez onlar iman ettiler; bu yüzden Biz de onları bir müddet daha refah içinde yaşattık.[4037]* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Nihâyet imân ettiler, artık onları bir müddete kadar geçindirdik (faidelendirdik). |
Suat Yıldırım Meali |
Yûnus onları tekrar hakka çağırınca, bu sefer iman ettiler. Biz de belirli bir süreye kadar onları hayattan istifade ettirdik. |
Süleyman Ateş Meali |
İnandılar, biz de onları bir süreye kadar geçindirdik. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Daha sonra ona inandılar. Biz de onları bir süreye kadar refah içinde yaşattık. |
Şaban Piriş Meali |
Ona iman ettiler, biz de onlara bir süreye kadar geçimlik verdik. |
Ümit Şimşek Meali |
Onlar iman ettiler; Biz de onları belirli bir vakte kadar nimetlerimizden nasiplendirdik. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Onlar inandılar. Biz de onları bir vakte kadar nimetlendirdik. |
M. Pickthall (English) |
And they believed, therefor We gave them comfort for a while. |
Yusuf Ali (English) |
And they believed; so We permitted them to enjoy (their life)(4128) for a while.* |