Sâffât Suresi 66. Ayet


Arapça

فَإِنَّهُمْ لَآكِلُونَ مِنْهَا فَمَالِؤُونَ مِنْهَا الْبُطُونَ


Türkçe Okunuşu

Fe innehum le âkilûne minhâ fe mâliûne min hel butûn(butûni).


Kelimeler

fe o zaman, böylece
inne-hum muhakkak ki onlar, gerçekten onlar
le mutlaka, elbette, muhakkak
âkilûne yiyenler, yiyecek olanlar
min-hâ on(lar)dan, oradan (orada)
fe o zaman, böylece
mâliûne dolduranlar, dolduracak olanlar
min hâ oradan
el butûni karınlar

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali (İşte cehennemdekiler) Artık kesinlikle (ve mecburen) ondan yiyecekler, böylelikle karınlarını ondan dolduracaklar (ve acıdan bağırıp kıvranıp duracaklardır).
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Derken onlar, onu yerler de karınları şişer.
Abdullah Parlıyan Meali Cehennemlikler, ondan yemeye ve karınlarını onunla şişirmeye mahkumdurlar.
Ahmet Tekin Meali Cehennemlikler, kesinlikle bunu yerler. Karınlarını bununla doldururlar.
Ahmet Varol Meali Muhakkak ki onlar ondan yiyecekler ve karınları(nı) onunla dolduracaklardır.
Ali Bulaç Meali Artık gerçekten, ondan yiyecekler böylelikle karınlarını ondan dolduracaklar.
Ali Fikri Yavuz Meali Muhakkak o kâfirler bundan yiyecekler de karınlarını bundan dolduracaklar.
Bahaeddin Sağlam Meali Onlar gerçekten ondan yiyecekler, karınlarını ondan dolduracaklar.
Bayraktar Bayraklı Meali Onlar kesinlikle ondan yiyip, karınlarını onunla dolduracaklar.
Cemal Külünkoğlu Meali Cehennemlikler ondan (zorla) yiyecekler ve karınlarını onunla dolduracaklar.
Diyanet İşleri Meali (Eski) İşte cehennemlikler bundan yerler, karınlarını onunla doldururlar.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Cehennemlikler ondan yiyecekler ve onunla karınlarını dolduracaklardır.
Diyanet Vakfı Meali (Cehennemdekiler) ondan yerler ve karınlarını ondan doldururlar.
Edip Yüksel Meali Onlar ondan yiyerek karınlarını doyuracaklar.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Mutlaka onlar, ondan yiyecekler de karınlarını bundan dolduracaklardır.
Elmalılı Meali (Orjinal) Her halde onlar ondan yiyeceklerdir. Yiyecekler de ondan karınlarını dolduracaklardır
Hasan Basri Çantay Meali İşte hakıykat onlar bundan yiyecekler, bu suretle karınlarını bundan dolduracaklar.
Hayrat Neşriyat Meali Bundan sonra şübhesiz ki onlar, elbette bundan yiyecek kimseler olup, artık karınları(nı) bununla dolduracak olanlardır.
İlyas Yorulmaz Meali Cehennemde olanların o zakkumdan başka yiyecekleri yok ve yalnızca karınlarına onlardan dolduracaklar.
Kadri Çelik Meali Artık hiç tartışmasız onlar ondan yiyecekler, böylece karınlarını da onunla dolduracaklar.
Mahmut Kısa Meali Zâlimler, karınları şişinceye kadar ondan yemek zorunda bırakılacaklar.
Mehmet Türk Meali O (kâfirler) ondan mutlaka yiyecekler ve karınlarını da onunla dolduracaklardır.
Muhammed Esed Meali ve [zalim]ler ondan yemeye ve karınlarını onunla doldurmaya mahkumdurlar.
Mustafa İslamoğlu Meali ve onlar kesinlikle ondan yemeye ve karınlarını onunla tıka basa doldurmaya mecburdurlar;
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Artık şüphe yok ki onlar, ondan elbette yiyicilerdir ve ondan karınlarını dolduruculardır.
Suat Yıldırım Meali İşte o zalimler bunları yer ve karınlarını tıka basa doldururlar.
Süleyman Ateş Meali Onlar ondan yiyecekler ve karınlarını onunla dolduracaklardır.
Süleymaniye Vakfı Meali Onlar çaresiz ondan yer; karınlarını onunla doldururlar.
Şaban Piriş Meali İşte onlar, bundan yerler ve karınlarını onunla doldururlar.
Ümit Şimşek Meali Ondan mutlaka yiyecekler, hem de karınlarını tıka basa dolduracaklar.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Onlar ondan mutlaka yiyecekler ve karınlarını onunla dolduracaklar.
M. Pickthall (English) And lo! they verily must eat thereof, and fill (their) bellies therewith.
Yusuf Ali (English) Truly they will eat thereof(4074) and fill their bellies therewith.*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları