Sâffât Suresi 179. Ayet


Arapça

وَأَبْصِرْ فَسَوْفَ يُبْصِرُونَ


Türkçe Okunuşu

Ve ebsir fe sevfe yubsirûn(yubsırûne).


Kelimeler

ve ebsir ve bak, gözle
fe o zaman, böylece
sevfe yakında, ileride
yubsırûne görürler

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali Ve seyret; (azabı) yakında göreceklerdir.
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Ve bir bak, bir gözle, onlar da sonuçları neymiş, yakında görecekler.
Abdullah Parlıyan Meali Ve bekle de gör, onlar da şimdi görmediklerini görecekler.
Ahmet Tekin Meali Âkıbetlerinin nasıl olacağını onlara göster. Yakında kendileri de müşkil vaziyette kaldıklarını görecekler, akılları başlarına gelecek.
Ahmet Varol Meali (Başlarına geleceği) gözetle. Nitekim onlar da yakında göreceklerdir.
Ali Bulaç Meali Ve seyret; (azabı) yakında göreceklerdir.
Ali Fikri Yavuz Meali Gör onları, yakında (azabı) göreceklerdir.
Bahaeddin Sağlam Meali Onları gözetle, başlarına neler geleceğini görecekler.
Bayraktar Bayraklı Meali Onların halini gözetle; onlar da gözetleyeceklerdir.
Cemal Külünkoğlu Meali 178,179. Sen bir süreye kadar onlardan uzak dur! Onları gözetle! Yakında (başlarına neler geleceğini) görecekler.
Diyanet İşleri Meali (Eski) İnecek azabı gözetle, onlar da göreceklerdir.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) (Bekle ve) gör. Onlar da yakında görecekler.
Diyanet Vakfı Meali Onların halini gör, onlar da göreceklerdir.
Edip Yüksel Meali Onları gözle; onlar da görecekler.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali (İnecek azabı) gözetle! Yakında onlar da göreceklerdir.
Elmalılı Meali (Orjinal) Gör, yakında görecekler
Hasan Basri Çantay Meali Gözetle (onları). Onlar da göreceklerdir.
Hayrat Neşriyat Meali Ve (başlarına gelecekleri) gör; nihâyet ileride (onlar da) görecekler!
İlyas Yorulmaz Meali Ve bekle, onlarda bekleyecekler.
Kadri Çelik Meali Gözetleyiver onları, ilerde göreceklerdir.
Mahmut Kısa Meali Ve onların başına gelecek azâbı gözetle, zaten onlar dakendilerini bekleyen acı âkıbeti yakında görecekler! Öyle ya:
Mehmet Türk Meali Sen biraz gözetle. Onlar yakında (başlarına gelecekleri) görecekler.
Muhammed Esed Meali ve [onların ne olduklarını] gör; zamanla onlar [da şimdi görmediklerini] göreceklerdir.
Mustafa İslamoğlu Meali ve sen (hallerini) gör, zamanı gelince onlar da (kendi perişan hallerini) görecekler.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Ve gör. Onlar da yakında göreceklerdir.
Suat Yıldırım Meali Başlarına inecek azabı gözetle! Zaten kendileri de yakında gerçeği göreceklerdir.
Süleyman Ateş Meali Ve (bekle de) gör, onlar da göreceklerdir.
Süleymaniye Vakfı Meali Kes de neler yaptıklarını gör; yakında onlar da göreceklerdir.
Şaban Piriş Meali Ve gözle, onlar da gözleyecekler.
Ümit Şimşek Meali Ve gözetleyedur. Onlar da yakında görecekler.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Ve gör neler olacak. Onlar da görecekler.
M. Pickthall (English) And watch, for they will (soon) see.
Yusuf Ali (English) And watch (how they fare) and they soon shall see (how thou farest)!

İslam Vakti Mobil Uygulamaları