Sâffât Suresi 52. Ayet


Arapça

يَقُولُ أَئِنَّكَ لَمِنْ الْمُصَدِّقِينَ


Türkçe Okunuşu

Yekûlu e inneke le minel musaddikîn(musaddikîne).


Kelimeler

yekûlu der, söyler
e
inne-ke muhakkak ki sen
le mutlaka, elbette, muhakkak
min den
el musaddikîne tasdik edenler

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali “Sen de gerçekten (dirilişi ve ahirette hesaba çekilişi) doğrulayanlardan (böyle saçmalıklara inananlardan) mısın?" diye (bana sataşırdı.)
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Sen de mi derdi, gerçek sayanlardansın.
Abdullah Parlıyan Meali Bana derdi ki: “Sen de mi Allah'tan, peygamberlerden gelenleri doğrulayanlardansın?”
Ahmet Tekin Meali “Sen de, diriltilmenin gerçekleşeceğini tasdik edenlerden misin, derdi.”
Ahmet Varol Meali Derdi ki: "Gerçekten sen doğrulayanlardan mısın?
Ali Bulaç Meali 'Derdi ki: Sen de gerçekten (dirilişi) doğrulayanlardan mısın?'
Ali Fikri Yavuz Meali (Bana) derdi ki, sen cidden (hesab gününe) inananlardan mısın?
Bahaeddin Sağlam Meali 52, 53. Gerçekten sen doğru mu söylüyorsun? Ölüp toprak ve kemikler olduğumuz zaman mı cezalandırılacağız?” diyordu.
Bayraktar Bayraklı Meali Derdi ki: “Sen de, öldükten sonra dirilmeye inananlardan mısın?”
Cemal Külünkoğlu Meali 52,53. (Bana:) “Sen de tekrar dirilmeyi tasdik edenlerden misin? Biz, ölüp toprak ve kemik haline geldikten sonra, gerçekten cezalandırılacakmışız?” derdi.
Diyanet İşleri Meali (Eski) 51,52,53. İçlerinden biri şöyle der: "Benim bir dostum vardı, bana: 'Sen de mi, ölüp toprak ve kemik olduğumuz zaman dirilerek ceza göreceğimizi tasdik edenlerdensin?' derdi."
Diyanet İşleri Meali (Yeni) “Sen de tekrar dirilmeyi tasdik edenlerden misin?” derdi.
Diyanet Vakfı Meali 52, 53. Derdi ki: Sen de (dirilmeye) inananlardan mısın? Biz ölüp kemik, sonra da toprak haline geldiğimiz zaman (diriltilip) cezalanacak mıyız?
Edip Yüksel Meali "Şöyle konuşurdu, 'Sen de doğruluyor musun?' "
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Derdi ki: "Sen gerçekten inananlardan mısın?"
Elmalılı Meali (Orjinal) Derdi: sen cidden inananlardan mısın?
Hasan Basri Çantay Meali (Bana:) «Gerçek sen de (tekrar dirilmiye) kat'î inananlardan mısın?» derdi.
Hayrat Neşriyat Meali “(Bana:) 'Gerçekten sen, (dirilmeyi) tasdîk edenlerden misin?' derdi.”
İlyas Yorulmaz Meali “Bana diyordu ki “Sen doğrulayanlardan mısın?”
Kadri Çelik Meali “Derdi ki: “Sen de gerçekten (dirilişi) doğrulayanlardan mısın?”
Mahmut Kısa Meali “Bana sürekli, “Sen de mi Kur’an’ın hak olduğuna inanan şu gerici yobazlardansın?” derdi. Bununla da kalmaz:
Mehmet Türk Meali 52,53. (Ve devamla, o bana): “Sen gerçekten, bizim ölünce, toprak ve kemikler haline geldikten sonra, sorguya çekileceğimize inananlardan mısın?” derdi.
Muhammed Esed Meali [bana] derdi ki, ‘Ne? Sen onun doğru olduğuna gerçekten inananlardan mısın,
Mustafa İslamoğlu Meali bana, “Sahi, sen gerçekten de onun doğruluğunu tasdik mi ediyorsun?” derdi;
Ömer Nasuhi Bilmen Meali Derdi ki: «Sen de hakikaten tasdik edenlerden misin?»
Suat Yıldırım Meali 51, 52, 53. Derken biri der ki: “Sahi, benim de yakın bir arkadaşım vardı. Yanıma gelir, iğneli iğneli “Sen de mi, derdi, bu masala inananlar arasında yer alıyorsun? Yani biz ölüp çürümüş kemik, toz toprak haline geldikten sonra, biz mi dirilip hesap vereceğiz, buna da inanılır mı? ”
Süleyman Ateş Meali Derdi ki: 'Sen doğrulayanlardan mısın?
Süleymaniye Vakfı Meali Bana şöyle derdi: “Sen gerçekten inanıyorsun; öyle mi?”
Şaban Piriş Meali Bana derdi ki:-Sen gerçekten tasdik mi ediyorsun?
Ümit Şimşek Meali “Derdi ki: Sen de inanıyor musun,
Yaşar Nuri Öztürk Meali Derdi ki: "Sen gerçekten şunu tasdik edenlerden misin?"
M. Pickthall (English) Who used to say: Art thou in truth of those who put faith (in his words)?
Yusuf Ali (English) "Who used to say, ´what! art thou amongst those who bear witness to the Truth (of the Message)?

İslam Vakti Mobil Uygulamaları