Sâffât Suresi 28. Ayet


Arapça

قَالُوا إِنَّكُمْ كُنتُمْ تَأْتُونَنَا عَنِ الْيَمِينِ


Türkçe Okunuşu

Kâlû innekum kuntum te’tûnenâ anil yemîn(yemîni).


Kelimeler

kâlû dediler
inne-kum hiç şüphesiz siz, muhakkak ki siz
kuntum siz iseniz
te'tûne-nâ bize geliyorsunuz
an el yemîni sağdan

Mealler

Abdullah-Ahmet Akgül Meali "Gerçekten sizler (dünyada iken) bize sağdan (sağduyudan ve Hakk’tan) yana (görünerek) gelip yanaşıyordunuz (bizi aldatıp bâtıl yollara sevk ediyordunuz) " diye (çıkışacaklardır).
Abdulbaki Gölpınarlı Meali Gerçekten de derler, siz sağımızdan çıkagelir, iyilik ediyor görünürdünüz bize.
Abdullah Parlıyan Meali Onlardan bir kısmı: “Bakın” diyecek. “Siz bize ayartma niyetiyle, sağdan yaklaşır, bizi şaşırtırdınız.”
Ahmet Tekin Meali Güç ve iktidar sahiplerine uyanlar: “Siz sûreti haktan görünerek etkili usullerle bize yaklaşır, inkâra cür'et ettirir ve bizi hak yoldan uzaklaştırırdınız” diyorlar.
Ahmet Varol Meali Derler ki: "Doğrusu siz bize sağdan geliyordunuz." [1]*
Ali Bulaç Meali 'Gerçekten sizler bize sağdan (sağ duyudan ve haktan) yana gelip yanaşıyordunuz.' derler.
Ali Fikri Yavuz Meali (Yardakçılar, öncülerine şöyle) diyecekler: “- Siz, bize sağdan (en sağlam taraftan) gelirdiniz.”
Bahaeddin Sağlam Meali “Şüphesiz siz, sağ tarafımızdan (güveneceğimiz bir tarz ile) bize sokuldunuz” derler.
Bayraktar Bayraklı Meali Uyanlar, uyduklarına: “Siz, bize sağdan geliyordunuz” diyecekler.
Cemal Külünkoğlu Meali 27,28. (Onlarda) birbirlerine dönüp sitem etmeye kalkışırlar. (Kötülükte kendilerine uyanlar, uydukları kimselere:) “Siz bize sağdan (en sağlam taraftan) gelirdiniz (bize haktan yana görünürdünüz).”
Diyanet İşleri Meali (Eski) İleri gelenlerine: "Doğrusu siz bize sureti hakdan görünürdünüz" derler.
Diyanet İşleri Meali (Yeni) Şöyle derler: “Siz bize sağdan gelirdiniz. Bize haktan yana görünürdünüz.”
Diyanet Vakfı Meali (Uyanlar, uydukları adamlara:) Siz bize sağdan gelirdiniz (sûreti haktan görünürdünüz) derler.
Edip Yüksel Meali "Siz bize sağ yanımızdan yaklaşıyordunuz," derler.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali Onlar: "Siz bize (uğurlu görünerek) sağdan gelir dururdunuz" derler.
Elmalılı Meali (Orjinal) Siz diyorlardır: bize sağdan gelir dururdunuz
Hasan Basri Çantay Meali «Hakıykat siz, derler, biz sağdan (suret-i hakdan) gelirdiniz».
Hayrat Neşriyat Meali (Tâbi' olanlar, elebaşlarına:) “Doğrusu siz, bize sağdan gelirdiniz (hayrımıza çalışır görünürdünüz)!” derler.
İlyas Yorulmaz Meali “Siz, bizi en güçlü tarafımızdan yakaladınız” derler.
Kadri Çelik Meali “Doğrusu siz, bize sağdan (nasihat edercesine) gelirdiniz” derler.
Mahmut Kısa Meali “Siz ey şeytanlar, bizi yaldızlı sözlerle aldatıyordunuz! Bazen Allah’ın adını kullanarak, kimi zaman gururumuzu okşayarak bize hep sağımızdan yanaşırdınız!”
Mehmet Türk Meali 26,27,28. O gün (aralarında yardımlaşmaları bir yana) onlar, zilletle boyun eğecekler ve dönüp birbirlerini sorumlu tutarak (ötekilere): “Gerçekten siz (dünyada) bize hep haktan yana gibi görünürdünüz.”1 diyecekler.*
Muhammed Esed Meali [Onların] bir kısmı: “Bakın” diyecek, “Siz bize [ayartma niyetiyle] sağdan yaklaşırdınız!” 12
Mustafa İslamoğlu Meali (Bir kısmı) şöyle diyecek: “Siz bize hep sûret-i haktan görünerek yanaşırdınız.”[3997]*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali (Tâbi olanlar) Derler ki: «Şüphe yok, siz bize sağdan gelir olmuştunuz.»
Suat Yıldırım Meali Tâbi olanlar önderlerine: “Siz, derler, bize (en çok önem verdiğimiz taraftan), sağ cihetten gelir, ısrarla size tâbi olmamızı isterdiniz? ”
Süleyman Ateş Meali (Uyanlar, uydukları adamlara) Dediler ki: "Siz bize sağdan gelir(güvendiğimiz yandan bize sokulup vesvese verir)diniz."
Süleymaniye Vakfı Meali “Sizler bize güç gösterisiyle gelirdiniz” derler.
Şaban Piriş Meali - Siz bize sağdan geliyordununuz, derler.
Ümit Şimşek Meali “Siz iyiliğimizi ister görünüyordunuz” derler.
Yaşar Nuri Öztürk Meali Dediler: "Siz bize sağ taraftan geliyordunuz."
M. Pickthall (English) They say: Lo! ye used to come unto us, imposing, (swearing that ye spoke the truth).
Yusuf Ali (English) They will say: "It was ye who used to come to us from the right hand (of power and authority)!"(4052)*

İslam Vakti Mobil Uygulamaları