Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
"Eğer Rabbimin nimeti (hidayet ve inayeti) olmasaydı, muhakkak ben de (inkâr ederek şimdi azap yerine getirilip) hazır bulundurulanlardan olacaktım.” |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Ve Rabbimin nimeti olmasaydı ben de orada bulunanlardan olurdum. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Eğer Rabbimin lütfu olmasaydı, ben de şimdi azaba uğratılanlar arasında olurdum! |
Ahmet Tekin Meali |
“Rabbimin nimeti olmasaydı, kalbime iman lütfetmese, bana doğruyu göstermese, rahmetini, İslâm'ı benden esirgeseydi, ben de Cehennem'e ihzarlı getirilenlerden olurdum.”* |
Ahmet Varol Meali |
Eğer Rabbimin nimeti olmasaydı muhakkak ben de (oraya) götürülenlerden olurdum. |
Ali Bulaç Meali |
'Eğer Rabbimin nimeti olmasaydı, muhakkak ben de (azab yerine getirilip) hazır bulundurulanlardan olacaktım. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Rabbimin nimeti olmasaydı, ben de (bu cehennemde seninle) tutuklananlardan olacaktım. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
“Eğer Rabbimin bana olan nimeti olmasaydı, ben de Cehennemde hazır olanlardan olacaktım. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
“Eğer Rabbimin nimeti olmasaydı, ben de seninle birlikte orada olanlardan olacaktım.” |
Cemal Külünkoğlu Meali |
56,57. Ona şöyle der: “Allah'a andolsun, neredeyse beni de helâk edecektin. Rabbimin lütfu olmasaydı şimdi ben de cehenneme götürülmüş olacaktım.” |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
"Eğer Rabbimin lütfu olmasaydı ben de oraya götürülenlerden olurdum." |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
“Rabbimin nimeti olmasaydı, mutlaka ben de cehenneme konulanlardan olmuştum.” |
Diyanet Vakfı Meali |
56, 57. «Yemin ederim ki, sen az daha beni de helâk edecektin. Rabbimin nimeti olmasaydı, şimdi ben de (cehenneme) getirilenlerden olurdum» dedi. |
Edip Yüksel Meali |
"Rabbimin nimeti olmasaydı, ben de şimde seninle birlikte olurdum." |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
"Rabbimin nimeti olmasaydı, ben de bu tutuklananlardan olacaktım." |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Rabbımın ni'meti olmasa idi ben de bu ihzar edilenlerden olacaktım |
Hasan Basri Çantay Meali |
«Eğer Rabbimin ni'meti olmasaydı ben de (seninle beraber cehennemde) haazır bulundurulanlardan olacakdım». |
Hayrat Neşriyat Meali |
“Eğer Rabbimin ni'meti olmasaydı, doğrusu (ben de orada) hazır bulundurulmuşlardan olacaktım.” |
İlyas Yorulmaz Meali |
“Rabbimin (Kur'an) nimeti olmasaydı, bende ateşte hazır bekletileceklerden olacaktım” dedi. |
Kadri Çelik Meali |
“Eğer Rabbimin nimeti olmasaydı, muhakkak ben de (azap yerine getirilip) hazır bulundurulanlardan olacaktım.” |
Mahmut Kısa Meali |
“Eğer Rabb’im bana hidâyeti lütfetmiş olmasaydı, kesinlikle ben de cehenneme atılanlardan biri olurdum!” |
Mehmet Türk Meali |
(Ve devamla): “Eğer Rabbimin nîmeti olmasaydı, kesinlikle ben de (cehenneme) gireceklerden olacaktım.” |
Muhammed Esed Meali |
Eğer Rabbimin lütfu olmasaydı ben de [şimdi] [azaba] uğratılanlar arasında olurdum! |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Eğer Rabbimin yardımı olmasaydı, ben de burada tutulanlardan olmuştum!” |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
«Ve eğer Rabbimin nîmeti olmasa idi, elbette ki, ben de (bu cehennemde) hazır bulundurulmuşlardan olacak idim.» |
Suat Yıldırım Meali |
54, 55, 56, 57. “Şimdi ister misiniz onu size göstereyim? ” Onlar da arzu edince, derhal bir tarama yapıp onu cehennemin tam ortasında bulur. “Vallahi, nerdeyse beni de düştüğün o helâke sürükleyecektin! Rabbimin hidâyet nimeti yetişmeseydi, eli kolu kelepçeli getirilip o azaba atılanlardan olacaktım! ” [7, 43] |
Süleyman Ateş Meali |
Rabbimin ni'meti olmasaydı, şimdi ben de (oraya) getirilenlerden olurdum.* |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Rabbimin iyiliği olmasaydı kesinlikle ben de yaka paça oraya götürülürdüm” |
Şaban Piriş Meali |
Eğer Rabbi'min nimeti olmasaydı, ben de hüsrana uğrayanlardan olacaktım. |
Ümit Şimşek Meali |
“Rabbim lütfetmeseydi, ben de orada olacaktım. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
"Rabbimin nimeti olmasaydı, kesinlikle ben de şurada toplananlar arasına girmiş olacaktım." |
M. Pickthall (English) |
And had it not been for the favour of my Lord, I too had been of those haled forth (to doom). |
Yusuf Ali (English) |
"Had it not been for the Grace of my Lord,(4069) I should certainly have been among those brought (there)!* |