Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Oysa (azap) onların sahasına (iktidar ve saltanatlarına) indiği zaman, uyarılıp-korkutulanların sabahı ne kötü (ve ne fecidir). |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Fakat azabımız, yurtlarına gelip çökünce korkutulanlar, ne de kötü bir sabaha kavuşacaklar. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Fakat azabımız onları yurtlarında indiği zaman uyarılmış olanların uyanması ne kötü olacaktır. |
Ahmet Tekin Meali |
Azâbımız, bulundukları topraklara ansızın indiğinde, sorumluluk, hesap ve ceza hatırlatılarak uyarılanların, uyarıya kulak asmayanların hali, sabahı, ne kötü olur. |
Ahmet Varol Meali |
Fakat (azap) onların alanlarına [4] inince uyarılanların sabahları ne kötü olur!* |
Ali Bulaç Meali |
Fakat (azab) onların sahasına indiği zaman uyarılıp-korkutulanların sabahı ne kötü olur. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Fakat civarlarına (ansızın azab) indiği vakit, ne fenadır o kendilerine acı haber verilenlerin sabahı!... |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Fakat o azap onların sahasına indiği zaman, uyarılanların sabahı ne kötü sabah olacaktır! |
Bayraktar Bayraklı Meali |
O azap yurtlarına indiğinde, uyarılmış olup da yola gelmeyenlerin sabahı ne kötü olur! |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Fakat o (azap) bir kez başlarına geldiğinde, uyarılmış olanların uyanması kötü olacaktır! |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
O azap, yurtlarına indiğinde, uyarılan fakat yola gelmeyenlerin sabahı ne kötü olur! |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Fakat azabımız onların yurtlarına indiğinde, o uyarılmış olanların sabahı ne kötü olur! |
Diyanet Vakfı Meali |
Azap yurtlarına indiğinde, uyarılanların (fakat yola gelmeyenlerin) sabahı ne kötü olur! |
Edip Yüksel Meali |
Yurtlarına inince uyarılanların sabahı ne kötü olur! |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Fakat (azabımız) onların sahasına indiği zaman, (o acı sonuçla) uyarılanların sabahı ne kötüdür! |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Amma onların sahasına indiği vakıt ne fenadır o acı haber verilenlerin sabahı!... |
Hasan Basri Çantay Meali |
Fakat bu, onların bölgesine çökünce (gelecek tehlikelerle öteden beri) korkutulan onların sabahı ne kötü (olacak) dır! |
Hayrat Neşriyat Meali |
Ama (o azab) onların sâhasına indiği zaman, artık o korkutulanların sabâhı ne kötüdür! |
İlyas Yorulmaz Meali |
Onların bekledikleri başlarına gelince, uyarılanların sabahı ne kadar kötü olacak. |
Kadri Çelik Meali |
Fakat (azap) onların sahasına indiği zaman, uyarılıp korkutulanların sabahı pek de kötü olacak! |
Mahmut Kısa Meali |
Şunu iyi bilsinler ki, o azap yurtlarına gelip çökünce, uyarıldıkları hâlde kulak asmayanların sabahı, gerçekten çok acıklı bir sabah olacak! |
Mehmet Türk Meali |
Fakat (azap,) onların yurtlarına indiğinde uyarılanların sabahı ne kötü olur. |
Muhammed Esed Meali |
Eğer öyleyse, o [azap] bir kez başlarına geldiğinde, uyarılmış olanların uyanması kötü olacaktır! 76 |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Fakat o aniden kendi mekânlarında başlarına indiğinde, uyarılanlar berbat bir sabaha uyanmış olacaklar. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Fakat onların sahasına indiği vakit artık korkutulmuş olanların sabahı ne kadar fenadır. |
Suat Yıldırım Meali |
Eğer öyleyse, şunu bilsinler ki, azap onların yurtlarına inerse, o uyarılıp da yola gelmeyenlerin varacakları sabah çok fena bir sabah olacaktır! |
Süleyman Ateş Meali |
Fakat o azab yurtlarına indiği zaman uyarılmış olanların sabahı ne kötü olur! |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Azabımız onların sahalarına inince, uyarılmış olan bu kişilerin sabahı ne kötü olur! |
Şaban Piriş Meali |
Azap, onların alanına inince, uyarılanların sabahı ne acıdır! |
Ümit Şimşek Meali |
Fakat azap onların yurduna bir inecek olursa, o uyarılanların sabahı ne kötü olur! |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Azap, yurtlarına indiğinde, uyarılanların sabahı ne kötü olacaktır! |
M. Pickthall (English) |
But when it cometh home to them, then it will be a hapless morn for those who have been warned. |
Yusuf Ali (English) |
But when it descends into the open space(4143) before them, evil will be the morning for those who were warned (and heeded not)!* |