Abdullah-Ahmet Akgül Meali |
Hakikaten Biz dünya göğünü 'çekici güzellik takılarını' (andıran, dünyadan parlak ziynet gibi görünüp duran) yıldızlarla süsleyip-donattık. |
Abdulbaki Gölpınarlı Meali |
Şüphe yok ki biz, yakın göğü ziynetlerle bezedik. |
Abdullah Parlıyan Meali |
Biz yeryüzüne en yakın gökleri, yıldızların güzelliğiyle süsledik. |
Ahmet Tekin Meali |
Biz dünya semâsını, zinetlerle, yıldızlarla, gezegenlerle süsledik.* |
Ahmet Varol Meali |
Şüphesiz biz en yakın göğü bir süsle, yıldızlarla süsledik. |
Ali Bulaç Meali |
Şüphesiz biz dünya göğünü 'çekici bir süsle', yıldızlarla süsleyip-donattık. |
Ali Fikri Yavuz Meali |
Gerçekten biz, en aşağıda olan gökyüzünü, yıldızlardan ibaret bir süsle donattık. |
Bahaeddin Sağlam Meali |
Şüphesiz Biz, yakın göğü yıldızlar süsü ile süsledik. |
Bayraktar Bayraklı Meali |
Biz, o yakın göğü bir süsle, yıldızlarla süsleyip donattık. |
Cemal Külünkoğlu Meali |
Muhakkak ki biz, dünya semasını (yeryüzüne en yakın göğü) yıldızlarla süsleyip donattık. |
Diyanet İşleri Meali (Eski) |
Şüphesiz Biz, yakın göğü bir süsle, yıldızlarla süsledik. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) |
Biz, en yakın göğü zinetlerle, yıldızlarla donattık. |
Diyanet Vakfı Meali |
Biz yakın göğü, bir süsle, yıldızlarla süsledik. |
Edip Yüksel Meali |
Biz en aşağıdaki göğü gezegenler ile süsleyip, |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
Gerçekten biz dünya göğünü (o yakın göğü) bir zinetle, yıldızlarla süsledik. |
Elmalılı Meali (Orjinal) |
Bakınız biz o Dünya Semayı (o yakın Göğü) bir ziynetle donattık: kevakib |
Hasan Basri Çantay Meali |
Hakîkat biz (size) en yakın göğü bir zînetle, yıldızlarla (donatıp) süsledik. |
Hayrat Neşriyat Meali |
Şübhesiz ki biz, en yakın göğü (dünya semâsını) bir ziynetle, yıldızlarla süsledik. |
İlyas Yorulmaz Meali |
Biz dünyanın semasını yıldızların ışıklarıyla süsledik. |
Kadri Çelik Meali |
Hiç şüphesiz biz dünya göğünü çekici yıldızlarla süsleyip donattık. |
Mahmut Kısa Meali |
Biz dünyaya en yakın göğü muhteşem güzelliklerle, parlak birer inci demeti gibi ışıldayan yıldızlarla süsledik. |
Mehmet Türk Meali |
Şüphesiz Biz, dünya göğünü yıldızların güzelliğiyle süsledik. |
Muhammed Esed Meali |
Biz yeryüzüne en yakın gökleri yıldızların güzelliğiyle süsledik, |
Mustafa İslamoğlu Meali |
Şüphesiz Biz, yerin en yakın göğünü yıldızların[3987] güzelliğiyle süsledik;* |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali |
Muhakkak ki, Biz yakın olan göğü ziynet ile yıldızlar ile bezedik. |
Suat Yıldırım Meali |
Biz yere en yakın semayı yıldızlarla süsledik. [67, 5; 15, 16-18]* |
Süleyman Ateş Meali |
Biz en yakın göğü bir zinetle, yıldızlarla süsledik. |
Süleymaniye Vakfı Meali |
Biz, en yakınınızda olan göğü bir süsle; yıldızlarla süsledik. |
Şaban Piriş Meali |
Biz, en yakın göğü yıldızlarla süsledik. |
Ümit Şimşek Meali |
Biz Dünya semâsını yıldızlardan süslerle donattık.(5)* |
Yaşar Nuri Öztürk Meali |
Biz o yakın göğü bir süsle, yıldızlarla süsleyip donattık. |
M. Pickthall (English) |
Lo! We have adorned the lowest heaven with an ornament, the planets: |
Yusuf Ali (English) |
We have indeed decked the lower heaven(4035) with beauty (in) the stars,-(4036)* |